Overview
War for the Overworld, eşi benzeri pek bulunmayan türden bir sim-strateji oyunu, başlangıçta karmaşık gelebilliyor. Oyunu oynayacak kişilere yol gösterebilmek amacıyla bildiğim her şeyi detaylıca anlatmaya çalıştım.
Giriş
Merhabalar! War for the Overworld Türkçe rehberine hoş geldiniz.
Rehberde, oyunda karşılaşabileceğiniz her şeyi ilgili bölümlere dağıtarak açıkladım. Oyundaki her şey birbiriyle bağlantılı ancak her içeriği kendi ana başlığında açıkladım. Örneğin; bir Büyü’nün ne olduğunu & neye yaradığını Büyüler başlığında; o büyünün yarattığı falanca yaratığın ne olduğunu ve ne yaptığını ise Yaratıklar başlığında bulabilirsiniz.
Bu ana başlıkların ardından, oyuna dair genel izlenim ve deneyimlerimi aktardığım bir bölüm bulunuyor. Orada başarılı bir zindan işleyişine dair derli toplu kısa notlar okuyabilirsiniz. Kavramları açıklarken konular karmaşıklaşmasın diye böyle bir ayrımı tercih ettim.
War for the Overworld, zindan yönetme ve kötülüğün efendisi olma simülasyonudur. Bu oyunun manevi öncüsü olan Dungeon Keeper serisinin ayırt edici sloganı “kötü olmak iyidir”, oyunda neyi amaçladığımızı açıklıyor.
Bu oyunda yer altında kurulan ve kötülüğe hizmet eden karanlık bir medeniyetin liderini canlandırmaktasınız. Hikayeye göre yer altının tek hakimi olmaya, ardından yer yüzüne kötülüğü yaymaya uğraşıyorsunuz.
İnsanların İmparatorluğu iyiliği ve kutsallığı temsil etmekte olup, sizin kökünüzü kurutmak için eğitilmiş birlikleri düzenli olarak peşinizden gönderirler. Bir de size rakip olan diğer kötülük efendileri, kendi amaçlarına ulaşmada sizi engel olarak gördüklerinden karşılaştığınız her uğrakta sizi yok etmeye uğraşır. Yer yüzündeki kutsallığı korumakla görevli olan, insan imparatorluğunu yönetenlere Overseer; yer altındaki kötülüğü dünyaya yaymaya çalışan ve yaratıkları yönetenlere ise Underlord deniyor.
Yer altında varlığınızı sürdürebilmek için, sizin var olmanızı sağlayan enerjiyi yayan Dungeon Core‘unuzu düşmanlardan korumalı ve kendi tarafınıza çektiğiniz minion‘lar ile bir kuvvet yaratarak bütün düşmanlarınızı yok etmelisiniz. Oyunda karşılaştığımız her şey kabaca bunlar etrafında şekillenmektedir.
Temel Gösterge ve Mekanikler
Bu başlıkta oyunu nasıl yöneteceğimize bakacağız.
Oyunda fare imlecine verilen isim “Hand of Evil”. Zindanınıza doğrudan müdahale edebilmenizi ve yapılmasını istediğiniz emirleri verebilmenizi sağlar. Hızlı çalışmasını istediğiniz veya sadece canınızı sıkan yaratıklara bu vesileyle tokat da atabilirsiniz ama çok abartırsanız moralleri bozulur ve yönetmek zorlaşır 🙂
Ekranınızın üstünde yer alan bu panel zindanınızın sahip olduğu kaynakları hızlıca takip edebilmenizi sağlar. Soldan sağa sırasıyla paneli inceleyelim:
Altın: Bütün üretimlerinizi bu kaynakla yapar ve takipçilerinize düzenli maaş dağıtırsınız. Maaş dağıttığınız vaktin ismi “Payday” olup, sonraki payday’e ne kadar kaldığını altın sembolünün etrafındaki sayaçtan takip edebilirsiniz. Payday’de maaş vermezseniz, bir süre sonra yaratıklarınız isyan eder ve emrinizden çıkar. Altını elde etmenin en temel yolu altın içeren duvarları kırıp toplamaktır. Altın hakkında detaylı bir tartışmaya rehberin sonunda yer verdim.
Ritual: Yapılmasını istediğiniz ayinin hazır olmasına ne kadar zaman kaldığını gösteren bir sayaç. Ayinler hakkında detaylı bilgiyi ilgili başlıkta okuyabilirsiniz.
Sin: Sin puanları War for the Overworld’ün AR-GE puanlarıdır. Üretim bilgisine sahip olmadığınız her şeyi bu puanlar ile açıyorsunuz. Odalar, savunmalar, yapılar, büyüler, iksirler, ritüeller ve nihayetinde Titan.
Mana: Çeşitli savunmaların, yapıların işleyebilmesi, bazı ayinlerin ve büyülerin yapılabilmesi için gerekli olan bir çeşit enerjidir. Dungeon Core tarafından düzenli olarak doldurulur, geçici olarak bitse de hiçbir zaman tükenmez. Fakat savunmalar, yapılar, bazı birlikler; mana puanınıza bloke koyabilir. Mana puanınızın sınırını Sin puanı kazanarak, Mana Shrine ele geçirerek, Mana Vault kurarak veya Mana artefact kullanarak yükseltebilirsiniz. Azami sınır, temel campaign ve Heart of Gold campaign’inde 1500 olup oyunun kalanında 2000’e çıkabilmektedir.
❗️ Dungeon Core: Dungeon Core’unuzu yok ederlerse oyunu anında kaybedersiniz! Her şeyden önce korumanız gereken şey budur. Dungeon Core’unuzun can puanını bu panelde en sağdaki sembolden takip edebilirsiniz. Sembolün üstüne tıklarsanız sizi Dungeon Core’a götürecektir. ❗️
Bilgileri pekiştirecek olursak: Görseldeki oyuncunun 50038 altını var ve payday olalı sadece 1-2 dakika geçmiş, Construction ayini emri vermiş ve ayini hazır, 1 Sin Puanı var, 1290 Mana puanı sınırı var ve puanı tam, Dungeon Core’unun sağlık seviyesi %100.
Ekranınızın altında yer alan bu panel ise zindanınızı yönetebilmenizi sağlayan sekmeleri içerir. Sol üst köşedeki “$” işareti, satmak istediğiniz odayı, savunmayı, yapıyı satabilmenizi sağlar.
Soldan sağa sırasıyla Oda, Yaratık, Büyü, Yapı, Savunma, İksir, Ayin, Eser (Artefact) sekmelerini görmektesiniz. Bu sekmelerin her biri için rehberde ayrı bir başlık bulabilirsiniz. En sağdaki zara benzeyen sekme My Pet Dungeon moduyla ilgili, yalnızca orada karşınıza çıkıyor.
Yaratıklarınıza savaşmaları ya da savaşmamaları konusunda emir verebileceğiniz araçları içeren kısımdır. Bir yaratık grubunu savaşa göndermek isterseniz, bu bölümden seçerek istediğiniz yere bayrak dikebilirsiniz, bu işlemin ismi Rally‘dir. Rally’e yapacağınız bir Recall büyüsü o Rally’de bulunan bütün yaratıklara aynı anda işler.
İşaret içerisine aldığım bölümlerden yukarıdan aşağıya sırasıyla gidelim:
Yeşil işaretli bölüm, oyuncu eliyle tasarlanabilen Rally takımlarını gösterir. İstediğiniz yaratıkları bu şekilde numaralandırılmış Rally’lere bölerek özel ordular kurabilirsiniz.
Kırmızı işaretli bölüm, kendi türüne has ayrı Rally’ler alabilen yaratık sınıflarını ilgilendirir. Özel güçlere sahip olan ve özel biçimde çağrılan yaratıklarınızı, birbirinden farklı yerlere bunlar sayesinde gönderebilirsiniz. “Ayrı Rally’si vardır” diye nitelenen yaratıklar için bakılacak kısım burasıdır.
Sarı işaretli araç, Rally’e katılmasını istemediğiniz yaratıkları seçebileceğiniz kısımdır. Buradan barışçıl kalmasını istediğiniz yaratıkları seçebilirsiniz. Diğerleri savaşırken, bunlar zindandaki diğer görevlerine devam edebilirler.
Mavi işaretli emir, bütün yaratıklarınızı kapsayacak genel bir savaş çağrısını yapabilmenizi sağlar. Ayrı bir yere Rally ile gönderdiğiniz özel birlikler ya da barışçıl kalma emri alanlar hariç bütün savaşçılarınız bu bayrağın dikildiği yere giderler.
Mor işaretli bölüm, Worker’larınızın özellikle ilgilenmesini istediğiniz ya da uzak durmasını istediğiniz alanları işaretlemenizi sağlayan araçları içerir.
En alttaki kare şeklindeki alan ise minimap.
Mendechaus, War for the Overworld hikayesine göre antik zamanlardan beri yaşayan kötülük tanrısıdır. Yer altında kötülük efendilerine yol gösterir. Oyunda göstergeleri ve olayları takip etmenizi kolaylaştıran, size yol gösteren bir akıl hocası görevi üstlenir. Bir numaralı düşmanı, insanların tapındığı tanrıça Kira‘dır. Oyunda Kira ile atıştıkları birçok ana şahit olacaksınız.
Olan biten hemen her olayı size haber verir ve nasıl önlemler almanız gerektiğini de söyler. Altınınız bittiyse, yaratıklarınız mutsuzsa, bir yerde saldırıya uğruyorsanız, üretimlerinizden herhangi birisi tamamlandıysa, bir artefact aydınlandıysa, odalarda kapasite sorunu varsa, her şeyin bildirimini ondan alırsınız. Pek konuşkandır ve mizah anlayışı çok iyidir kendisinin 😁
Mendechaus’tan aldığınız bildirimler ekranın sağ tarafında sütun şeklinde birikerek kısa bir süre sonra kaybolurlar. Dungeon Keeper 2’deki Mentor ile bu oyundaki Mendechaus, aynı ses sanatçısı tarafından seslendirilmiştir: Richard Ridings.
Sağ sütunda Mendechaus bildirimlerine ek olarak, sahip olduğunuz Shrine‘ları, Gateway‘leri ve yaratıklarınızın girdiği savaşların bildirimlerini takip edebilirsiniz.
Rooms – Odalar
Herhangi bir zindanı idare edebilmek için odalara mutlaka ihtiyacınız vardır. Bunların bazıları tüm yaratıkların konforu için gereklidir, bazılarını yalnızca o odaya özel türden yeteneklere haiz yaratıklar kullanmayı becerebilir, birkaç tanesi ise lojistik amaçlıdır. Odaların bir de “upgrade’leri” bulunur. Sin puanı ile açabileceğiniz bu yükseltmeler sayesinde odalarınızdan sağlayacağınız fayda artmaktadır.
Odaların işe yarayabilmesi için genellikle en az 3×3 alana yapılmaları gerekir.
Sırayla bakalım:
Vault: Hazine odasıdır. Dungeon Core’unuzun çevresinde 16000 tutarında altını depolayacak kadar alan bulunur. Fazlasını depolayabilmek için vault kurarsınız.
Lair: Minion’larınız buraya kendilerine has yataklarını kurar ve uyuyacakları zaman bu odaya gelirler. Bir yaratığın öncelikli ihtiyacı Lair’dır. Worker’lar savaşta bayılanları revir niyetine buraya getirir. Yaratığınız savaşta yere kapaklanırsa, yeterince hızlı Lair’a getirmezseniz ölebilir veya düşmana esir düşebilir.
Slaughterpen: Eski DK oyunlarındaki Hatchery’nin izdüşümü. Yaratıklar için 2. elzem odadır. Slaughterpen, zindanınızın yemekhanesidir. Yüksek gelişkinliğe sahip olan yaratıkların yemek yemek için tercih ettiği Tavern’ın yemekleri de Slaughterpen’den çıkar.
Barracks: Yaratıkların cansız mankenlerle antrenman yaparak tecrübe kazandıkları alıştırma odası. Gnarling’i çeker. Yaratıklarınız burada son seviyeye kadar alıştırma yapabilir ancak gerçek savaşa kıyasla daha yavaş gelişeceklerdir. Eski oyunlarda yaratıklarınız alıştırma yaptıkça para kaybediyordunuz ancak burada sadece odayı kurarken masrafınız oluyor.
Archive: DK’deki Library. Zindanınızın AR-GE merkezi ve kütüphanesidir. Sin puanları burada açılır, keşfedilen artefact’ler buraya getirilerek aydınlatılır. Cultist’i çeker.
Foundry: DK’deki Workshop. Zindanınızın ağır sanayi bölgesidir. Bölgenizi korumak ve düşmanları yıldırmak için gerekli olan savunmaların donanımları burada üretilir. Chunder’ı çeker.
Alchemy Lab: Zindanınızın kimya laboratuvarıdır. Burada birçok çeşit iksir üretebilir ve çeşitli zindanınıza çeşitli bonuslar sağlayabilirsiniz. Crackpot’ı çeker.
Tavern: Zeka olarak daha gelişkin olan yaratıklar beslenmek için bu odayı tercih etmektedir. Slaughterpen’den getirilen domuzlar burada tabağa konur ve içkiyle beraber yaratıklara servis edilir. Tavern diğerlerinden farklı olarak 3×5 alana ihtiyaç duyar. Sizden maaş alan yaratıkların maaşlarının iyi bir kısmını Tavern ile geri alabilirsiniz. DK 2’deki Casino’nun izdüşümüdür. Sevmediğiniz birliklerinizi Tavern’daki makineden geçirip diğer yaratıklara yemek olarak sunabilirsiniz. Neticede kötülüklerin efendisisiniz kimse sizi ayıplamaz. (Yapılabiliyor gerçekten, espri yapmadım…)
Beast Den: Beast türünden yaratıkların zindanınıza gelebilmesini sağlayan oda. Beast’ler için aynı anda Gateway ve Lair niteliğindedir.
Arena: Minion’larınızın ayık tek kişi kalana kadar birbirine kıyasıya giriştiği dövüş alanıdır. Beastmaster isimli yaratıklar, Beast’leri sizin yardımınıza gerek duymadan kendi kendilerine eğitebilirler, bunlar hariç kalan minion’ları sizin elinizle savaştırmanız gerekir. Otomatik Beast dövüşleri olmasın istiyorsanız odanın köşesinde bulunan kolla bunları kapatabilirsiniz ama şahsen önermem. Çünkü Minion’lar Arena’daki dövüşleri izledikçe mutluluk seviyeleri artmaktadır ayrıca düşük bir miktar da olsa tecrübe puanı kazanmaktadırlar. İçeride dövüşenler ise Barracks’tan daha yüksek hızla seviye atlarlar. Bu oda Beastmaster’ı çeker. DK 2’deki Combat Pit’in izdüşümüdür.
Wooden Bridge: Zemin birbirine bağlanmıyorsa, bölgenizi genişletebilmek için köprüye ihtiyaç duyarsınız. Lavların üstünde işe yaramaz.
Stone Bridge: Lavlı bölgelerde kullanabileceğiniz köprüdür. Üzerine savunma inşa edilebilir.
Sanctuary: Ayinlerin gerçekleştiği tapınak. Archive’da çalışabilen yaratıklar Sanctuary’de de çalışabilmektedir. Cultist’i çeker.
Garrison: Zindanınızın ileri-karakol odasıdır. DK’deki Guard Room’un geliştirilmiş hali. Garrison, çember şeklinde bir etki alanı yayar. Bu etki alanındaki görünmezlik perdesini kaldırır, savunma donanımlarınızın etkisini arttırır ve canlarını yükseltir, duvarlarınızın sağlamlığını arttırır ve düşmanlarınızın bu duvarları yıkmasını zorlaştırır. Etkisini koruyabilmesi için Augre tarafından işletilmesi gerekir. Augre’yi çeker.
Prison: Savaşta bayılan düşman birliklerini Worker’larınız bu odaya getirerek esirleştirirler. Esirlerle yapabileceğiniz birçok şey vardır. Onları Crypt’te ve Torture Chamber’da kullanabilirsiniz. Ayrıca Blood Money spell ile esirleri heykele dönüştürüp ardından altına çevirebilirsiniz. Eski oyunlardaki Skeleton artık yok maalesef…😭
Torture Chamber: Esirlerinize veya minion’larınıza işkence yapabilmenizi sağlayan odadır. Torture Chamber ile esirleri kendi tarafınıza geçirebilir veya onları Spirit’e çevirebilirsiniz. Succubus’ı çeker.
Crypt: Zindanınızın mezarlığıdır. Ölülerin cesetleri Worker’lar tarafından buraya yığınak yapılır ve Necromancer’lar bunları hortlatarak Ghoul’a çevirirler. İsterseniz bu cesetlerin kullanılmasını yasaklayıp ileride yapacağınız ritüeller için saklanmasını da emredebilirsiniz. Necromancer’ı çeker. İstediğiniz yaratığı alıp Crypt’teki tabutlukların üzerine bıraktığınız an cesede dönüşerek depolanacaktır.
Spirit Chamber: Torture Chamber’da yarattığınız Spirit’lerin tecrübe puanlarını bu oda sayesinde kendi birliklerinize aktarabilirsiniz. Ayrıca paraya kıymak şartıyla yaratıklarınızın seviyesini bu odada Witch Doctor yardımıyla yükseltebilirsiniz. Yalnız gerçekten çok para gider, 1 seviye için binlerce altın harcatır. Witch Doctor’ı çeker.
Minions – Yaratıklar (Geçit)
Minion’ları 3 başlıkta açıkladım:
- Bu başlıkta Gateway yoluyla gelen minion’lar,
- İkinci başlıkta özel çağrılar ile gelen minion’lar
- Sonuncuda da Titan sınıfı yer alıyor.
İyilerin askerleri olan “Empire Units” için ayrı bir başlık ve Beast’ler için de ayrı bir başlık var.
Zindanınıza yaratıkların geçit yoluyla gelebilmesi için öncelikle Gateway’i ele geçirmeniz gerekiyor. Gateway’iniz yoksa yaratık çekemezsiniz. (Underworld) Gateway şu:
Bazı bölümlerde özel türden stratejiler uygulamanız gerekebiliyor. Kimi bölümde Gateway bulunmayabilir. Sınırlı sayıda yaratıkla belirli bir strateji izleyerek kazanabileceğiniz bölümler de var. Ama bölümün başında böyle bir uyarı geçmiyorsa her şeyden önce Gateway’i ele geçirmelisiniz. Gateway’i ele geçirip istediğiniz odaları yaptıktan sonra, Gateway’in üzerine tıklayarak zindanınıza gelmesini istemediğiniz bir yaratığı engelleyebilirsiniz.
Kendinizi savunabilmek ve yeni bölgeleri ele geçirebilmek için ihtiyacınız olan kuvveti minion’lar sayesinde elde edersiniz. Yaratıkları ilgili odalar ile zindanınıza çekmek yetmez. Emrinize girdikten sonra da onların konforunu sağlamanız gerekir. Lair, Slaughterpen ve Tavern tüm yaratıklarınızın ortak ihtiyacıdır. Bunlara ek olarak kendi sınıflarına ait odalarla ve Arena ile onları mutlu tutabilirsiniz.
Eğer onları mutlu etmezseniz, zindanınızda huzursuzluk çıkartırlar. Gruplar halinde mutsuz yaratıklar varsa birbirlerini ayaklanmaya cesaretlendirip sağı solu yıktıkları bile oluyor.
⚠️ Düşman bölgesinde savaş yaratıklarınızı Hand of Evil vasıtasıyla geri alamazsınız. Bunların geri dönebilmesi için ya Recall büyüsü ya da Wormhole iksiri kullanmalısınız. ⚠️
Minion’larınız, kendilerinden çok üstün bir düşmanla karşılaştıklarında korkup kaçarlar. Konforu zor sağlanan ve elde etmesi zor olan yaratıklar daha cesur ve daha güçlü oluyorlar genellikle.
Her yaratık 5. seviyeye geldiğinde yüksek etkili bir özel güç kullanmayı öğrenir.
Gnarling: Grup halinde olduklarında çok etkili olabilen, basit bir yakın dövüşçü. Mutluluğu için temel ihtiyaçlar + Barracks gerekir.
Cultist: Basit büyücü. Cultist’ler uzaktan savaşır, savaşlarda yaratıklarınıza heal yapar ve düşman birliklerinin savaş yeteneklerini zayıflatacak büyüler yapabilirler. Mutluluğu için temel ihtiyaçlar + Archive/Sanctuary gerekir.
Chunder: Basit demirci. Yakın dövüşçüdür ancak ağır hareket eder ve dayanıklılığı çok yüksek değildir. Savaşlara mümkünse tek yollamayın. Bu dediklerim Chunderoid, King Chunder gibi mutasyon geçirmiş türevler için geçerli değil, onlar bayağı iyiler. Mutluluğu için temel ihtiyaçlar + Foundry gerekir.
Crackpot: Bilim bilen Gnarling’ler 🙂 uzaktan savaşmakla beraber grup olduklarında üst düzey bir savaş performansını zorlarlar. Düşmanların üzerine nefes almadan kimyasal bombalar yağdırırlar ve hızlı hareket ederler. Ayrıca dost birliklerin saldırı gücünü arttıran özel güçleri de vardır. Mutlulu için temel ihtiyaçlar + Barracks veya sürekli iksir yaptırdığınız bir Alchemy Lab gerekir.
Beastmaster: Beast’ler için savaşta çete lideri gibi düşünebilirsiniz. Beast’leri daha etkili kılan becerileri vardır, düşman Beast’lere karşı etkinliği yüksektir, yavaş hareket etse de yakın dövüşte iyi bir savaşçı olarak hesaba katılabilir. Tavern’ın müdavimidir. Beastmaster, zindanınızın kilit yaratıklarından biridir çünkü minion’larınız başka işleri yoksa dövüş izlemekten müthiş keyif alırlar, bu dövüşleri Beastmaster yürütür.
Augre: Tank olmak üzre doğmuş, ağır hareket eden yapılı bir yakın dövüşçüdür. Can puanının yüksek olmasının yanında düşmanlarını sersemleten, ortalığı dağıtan özel saldırı güçlerine sahiptir. Augre yavaş hareket ettiğinden, dağınık inşa edilmiş bir zindanda bir yerden bir yere varana kadar yeni ihtiyaçları doğabilir ve mutsuz olacaktır. Garrison, Tavern, Foundry, Vault, Lair gibi odaları birbirine yakın kurarsanız işi kolaylaşacaktır.
Succubus: Bunca kaba saba herifin arasında alımlı, güçlü ve karizmatik bir kadının olması tabii ki gerekiyordu, Succubus bu kontenjanı doldurmak için var işte. Savaş esirlerini kendi tarafınıza çekmek istiyorsanız Succubus’ın yardımına ihtiyacınız var, çünkü esirleri ikna eden şey Torture Chamber’daki işkenceden ziyade Succubus’ın cazibesidir (Vampiriniz yoksa eğer). Savaşlarda da aynı cazibeyi kullanarak seçtiği bir düşmanı sersemletip kendisine saldırmasını engelleyebilir. İyi bir yakın dövüşçüdür. Konforunun sağlanması için Torture Chamber’da oynayacak bir oyuncak veya Arena dövüşleri gerekir, ayrıca Tavern ister.
Necromancer: Crypt’teki cesetleri hortlağa çevirip kendisine bir ordu yaratarak gezen kibirli büyücülerdir. Necromancer seviye atladıkça ikişer ikişer Ghoul uyandırabilir, 10. seviyede 20 tane Ghoul ile gezebilir! Savaşlara kendi ordularıyla beraber katılıyorlar resmen. Archive’da çalışabilir. Tavern ve Arena dövüşleri onlar için mutluluk kaynağıdır ama mutluluk seviyeleri kolay kolay çok tepelere çıkmaz. Gıcıklar çünkü…
Witch Doctor: Bir çeşit şifacı – şaman, çok yetenekli büyücüler bunlar. Büyüleriyle yaratıklarınızın hızını, gücünü arttırırlar, can puanını yükseltirler. Düşmanların olumsuz büyülerini bozarlar ve bayılmış olan birliğinizi yatağa göndermeden, savaş alanında hızlıca ayıltabilirler! Spirit Chamber’daki işleri yürütebilen tek Underlord yaratığıdır. Archive’da da çalışır. Tavern ve Arena dövüşleri mutlulukları için iş görür.
Minions – Yaratıklar (Çağırma)
Bu başlıkta, geçit harici çeşitli yöntemlerle çağırarak tarafımıza katabildiğimiz yaratıkları detaylıca anlattım.
Çağrılma yöntemlerine göre sıralayalım:
Worker: Worker’lar zindandaki inşaat – lojistik işlerinin tamamlanmasından sorumludur ve bunun dışında başka bir hayatları yoktur. Worker’ların savaş yeteneği yoktur; yalnızca kendi türleriyle veya Dwarf-Worker’lar ile itiş kakış yapar ve Dungeon Core’a birisi saldırırsa vur-kaç yaparlar. Oynadığınız bölüme başlarken size verdiği kadardan fazla Worker çağırırsanız mana puanı bloke eder. Yok etmek istediğiniz fazladan Worker’larınızı Dungeon Core’un içine atarak yok edebilirsiniz.
Banshee: Düşmana ait, yıkılması gereken kritik şeyleri (kalkan jeneratörü, Dungeon Core gibi) tespit edip onlara yaklaşıp patlayan yaratık. Yakınında bunlar yoksa ve çok yakınında düşman varsa ona da yönelebilir. Patladıklarında çevrelerindeki dost düşman her şeye zarar verirler. Düşmanlar tarafından saldırıya uğrayabilirler ve patlamadan önce ne kadar canları kaldıysa ona oranla hasar bırakırlar. Karşılanması gereken ihtiyaçları yoktur. Her türlü zeminin üzerinden geçebilirler. Büyü ile çağrılan versiyonu Empowered olup, mana bloke eder, normal Banshee’den birazcık daha güçlüdür. Büyü dışında Shrine ile elde edilir. Banshee’ler tek tokatla kaybolurlar.
Sentinel: Çok iyi bir yakın dövüşçüdür, bütün vaktini Barracks’ta seviye atlamaya çalışarak geçirir. Tek ihtiyacı altındır; hıncını çıkartır cinsten… Üretimi 5000 altına mal olur, seviyesi arttıkça her maaş gününde on binlerce altın ister ve alamazsa mutluluk seviyesi hızla düşer. Bunlardan birkaç tanesi bir maaş gününde bütün zindanınızdan daha fazla gider yaratabilir. Gild spell dışında hiçbir şey can puanını arttırmaz, fakat savaş dışında yenilenmektedir. Savaşırken canı biterse yok olur. Lavın üstünde yürüyebilir. Ayrı Rally’si vardır.
Ember Demon: Ateş Şeytanı. Herhangi bir ihtiyacı bulunmaz. Yakın dövüşçüdür, savunma donanımlarına karşı çok etkilidir. İçinden çıktığı yapı yıkılmadıysa, öldükten 1 dakika sonra aynı yapıdan geri çıkar. Üzerine gelen ateş saldırılarından can puanı doldurur ve öldüğünde patlayarak çevresel hasar verir. Kusuru 70 mana puanı bloklaması. Ayrı Rally’si vardır.
Spirit Worker: Anlık Worker ihtiyacınız olduğunda ama mana puanı harcamak istemediğinizde bunları çağırabilirsiniz. Düşman tarafından görülemezler, normal Worker’ların işlerini onlardan hızlı yaparlar. Ama düşman duvarlarını kazamaz, düşman bölgelerini alamazlar. Kısa süre içinde kaybolur.
Frost Weaver: Bir çeşit buz şeytanı, yavaş hareket eder, yakın savaşçıdır, orta seviyede bir tehlike arz eder. Herhangi bir konfor koşulu bulunmaz. Düşmanlarını yavaşlatan bir etki alanına sahiptir, donduran büyüler yapar. Savaşta yenildiğinde patlayarak çevresindekileri kısa süreliğine felç ederek kaybolur. Savaşta yenilmese bile kendi kendine zamanla “eriyerek” yok olmaktadır. Rally’e cevap vermez.
Thunderling: Sersemletici yıldırımlar yağdıran serseri bir şeytan. Çok iyi bir yakın dövüşçüdür ve hızlı savaşır. Herhangi bir konfor koşulu yoktur, savaştan sonra canı kendiliğinden yenilenir, savaşta kaybetmediği sürece yok olmaz. Ancak ilgili iksirin üretimi 12500 altın ister ve 250 mana puanı bloke eder, yani Thunderling’ten ibaret bir ordu kurmak pek mümkün değil. Ama hazırda 1-2 iksir bulundurup savaş sırasında patlatınca faydası oluyor. Canı bittiğinde çevresini felç ederek yok olur. Canı heal ile yükseltilemez. Ayrı Rally’si vardır.
Vampire: Teke tekte rakibi yoktur. Bunlardan son seviye 3-5 tanesiyle son seviye birliklerle dolu İmparatorluk kalesi fethedebilirsiniz oyunda, abartmıyorum, yaptığımdan biliyorum.
Aşırı hızlı, ışınlanarak hareket eder, yakın dövüşçüdür ve vurdukça kendi canını doldurur, 2-3 vuruşuyla tüm canını doldurduğunu gördüm. Emrine çağırdığı ruhlar, düşmanlarını büyü yağmuruna tutar. Vampir’i yalnızca kendi türünden bir düşman veya Huntress kalıcı olarak öldürebilir, yoksa savaşta yenildiğinde Lair’dan geri doğar.
Torture Chamber’da çalışabilir.
Vampir’in kusuru, sürekli kana susaması. Ya sürekli savaştıracaksınız, ya Prison’da düzenli esir bulunacak. Yoksa mutsuz oluyor. Savaştığı süre boyunca uykusu da gelmiyor ama bunun. Yalnız arada bir maaş almasına izin verin ya da Gild spell ile besleyin maaş gününde. Ayrı Rally’si var.
Necromancer ve Archon gibi ölümü manipüle etme yeteneği olan büyücüler tarafından yönetilmek üzere çağrılırlar. Herhangi bir ihtiyaçları bulunmaz.
- Ghoul, Crypt’ten Necromancer tarafından hortlatılmak suretiyle ordunuza katılır. Tek başına pek güçlü sayılmaz ama sayıca kalabalık olduklarında düşmanı zorlanmadan boğabilirler. Sahibinin emirlerini her koşulda yerine getirir, kendi kendine zamanla yok olmaz. Sahibi ölürse Ghoul etrafındaki her şeye saldırmaya başlar ve zamanla çürüyerek yok olur.
- Wraith, Ghoul’un hem daha fazla hasar veren hem de daha az hasar alan versiyonudur. Ölüm manipülatörleri tarafından savaşlarda çağrılabildiği gibi, ritual ile Underlord tarafından çağrılabilir. Wraith’ler sınırlı süre hayatta kalır, bir sürenin sonunda çürüyerek kaybolurlar. Ayin ile geldilerse Rally ile yönetilebilirler.
- Revenant, can puanı en düşük olanlarıdır. Archon’un etrafında birisi öldüğünde otomatik olarak bundan 2 tane doğar. Well of Souls savunması ile de çağrılabilir. Savaşırsa hayatta kalır, savaşmadığı süre içerisinde canı yavaşça düşerek kaybolur.
Spirit: Torture Chamber’da bir savaş esirini öldürerek elde edebilirsiniz. Düşmanlar onu göremediği için çok iyi bir kaşiftir, kapılardan ve her türlü zeminden geçerek dolaşır ve bulunduğunuz bölgeyi keşfetmenize büyük faydaları vardır. Ayrıca önceki bedeninden tecrübeleri miras kalır, Spirit Chamber’da feda ederek başka yaratıklarınızın seviye atlamasını sağlayabilirsiniz. Spirit’lerin herhangi bir ihtiyacı yoktur ancak savaşamazlar.
Bound Spirit: Vampir tarafından çağrılabilen, savaşma yeteneği olan ve düşmanlar tarafından görülebilen Spirit’lerdir. Düşmanlarının üzerine yoğun bir biçimde büyü yağdırır. Kalabalık olduklarında çok etkili olabilirler. Bir süre sonunda kendiliğinden yok olur, Underlord ile doğrudan bir iletişimi yoktur.
Bilgi notu…
Okuduklarınız oyundaki her yaratığı kapsamıyor. Ortalama bir elde karşılaşacağınız, olağan sayılabilecek yöntemlerle elde edebileceğiniz yaratıklara dair detaylı bilgi verdim. Ancak hem yapımcılar düzenli aralıklarla yeni işler çıkartıyorlar, hem de olağan yöntemlerle elde edemeyeceğiniz, çetrefilli yaratıklar var. Oynarken göreceksiniz, Democorn, Porkzilla gibi enteresan yaratıklar eğer Neutral unit olarak gelmedilerse, yalnızca karmaşık ayin kombinasyonlarıyla elde ediliyorlar. İleride yeterince bilgi sahibi olduğumda buna dair de bir rehber hazırlamayı düşünüyorum.
Minions – Yaratıklar (Titan)
Titan, süper-silahınızdır. DK 2’de sıkıştığımızda çağırdığımız Horned Reaper’ın revize edilmiş halidir.
Sin puanıyla çağrılırlar. Bir Titan’ı çağırabilmek için, ilgili ağacın en son araştırma seviyesine gelmiş olmalı ve Titan için 5 Sin puanı ayırmış olmalısınız. Titan’ın zindanınıza ulaşması 5 dakika zaman alır ve bu süre içerisinde onu doğuran kürenin hasar almaması gerekir.
War for the Overworld’de 4 tane Titan bulunur ve her birinin ayrı meslekleri vardır; yorulmadan sıkılmadan o odalarda çalışarak diğer yaratıklarınıza yardımcı olurlar. Ancak aynı anda 1’den fazla Titan çağıramazsınız.
Titan’ların herhangi bir fiziksel ihtiyacı, mutluluk koşulu bulunmaz. Maaş, yemek, uyku, konfor; hiçbir şey… Seviyeleri bulunmaz, süper güçlere sahip olarak doğarlar. Behemoth hariç diğerleri uçurumların üzerinden bile geçebilir ve hareketlerini yavaşlatıcı savunmalara karşı dirençleri bulunur. Behemoth da lavların üzerinden geçebilir. Hepsinin kendilerine has süper-yetenekleri vardır.
Bir Titan savaşta kaybederse eğer direkt ölür, Lair’a götürülmez. Emrinizdeki Titan’a 3 kere tokat atarak onu kovabilir ve yeniden 5 Sin puanı topladıktan sonra başkasını çağırabilirsiniz. Heal spell yapıldığında canları ortalama yaratıkların 3 katı kadar fazla dolar (Colossus hariç).
Titan’ları “Hand of Evil” gücünüzü kullanarak tutup bir yerden bir yere bırakamazsınız. Ancak ayrı Rally’leri bulunur.
Beast-titan. Yakın dövüşte çok güçlüdür, çevresindeki ateş çemberi ile savaşmadıklarına bile aralıksız hasar verir. Titan’ların en hızlısıdır, saldıracağı zaman gergedan misali toslayarak girişir. Tosladığı sırada önünde kim varsa hasar alır ve sersemler. Behemoth, savunmalardan az hasar alır ve onlara çok hasar verir.
Canı diğer Titan’lara kıyasla çok hızlı dolar. Boş vaktini Arena’da Beast’leri eğiterek geçirir. Vahşetsiz geçen vakitlere dayanamıyormuş…
Sin ağacında soldaki ağaç ile açılır.
Ölüm manipülatörlerinin Titan’ı. Ayrıca Titan’lar içindeki tek uzak savaşçı Archon’dur.
Yanında birisi ölürse onun bedeninden Archon’a hizmet etmek üzere 2 tane Revenant doğar. Düşmana vurduğu her hitin 3.5 katı kadar canını doldurur, Vampir’in 2 katından bile fazla demek oluyor bu.
Savaşmadığı vakitlerde Archive’ın işleyişine katılır.
Sin ağacında ortadaki ağaç ile açılır.
Tank-titan. Saldırı önleme ve dayanıklılık konusunda uzmanlaşmıştır.
Eternal, zindanınıza geldiği andan itibaren Dungeon Core ile bağlantı kurar ve Dungeon Core’a gelecek bütün hasarları %80 oranında kendi üzerine çeker.
Aldığı saldırı hasarını yarı yarıya azaltır, düşmanlarının hızını yarıya düşürür; felç edici özel güçleri bulunur. Savaşmadığı zaman Foundry’de vakit geçirir.
Sin ağacında ortadaki/sağdaki ağaç ile açılır.
Erdal Bakkal-Titan. Bu Titan, para toplamak üzre doğmuştur. Colossus’un canı yalnızca Gild spell veya kafasından dökeceğiniz altınlarla dolar.
Yakınındaki altın kaynaklarını yağmalayıp anında Vault’unuza gönderir, düşman Vault’larını bile emer. İstisna olarak “Transmutation potion” ile yaratılan altın duvarlarını ememez. Etrafında yere düşen, takipçileriniz dahil herkesi altın heykele çevirip anında Vault’a geçirebilir, yanındakilere dikkat etmelisiniz.
Ortalama bir yaratıktan güçlüdür ama yavaş hareket eder, tek başına bütün ordulara direnemeyebilir. Boş vaktinde Barracks’ta takılır.
Sin ağacında sağdaki/ortadaki ağaç ile açılır.
Beasts – Canavarlar
Canavarlar, Beast Den aracılığıyla zindanınıza gelen özel bir yaratık grubudur. Özetle, az talepleri olan ama kolay kaybedebildiğiniz, savaşlarda iş gören ama başka da bir şey bilmeyen ilkel bir topluluktur.
Yuvalarını Beast Den’e yaparak orada uyurlar, yemeklerini de Slaughterpen’den yerler. Başka bir ihtiyaçları yoktur, maaş da istemezler. Arena’da Beastmaster tarafından eğitilirler ve savaşlarda Beastmaster’la beraber hareket ederlerse çok daha güçlü olurlar.
Düşmanla savaştıklarında normal minion’lardan daha hızlı seviye atlarlar fakat savaşta yenildiklerinde oracıkta ölürler, bayılarak kurtulma şansları yoktur. Zeki olmadıkları için korkuları da bulunmaz, hiçbir savaştan kaçmazlar.
Skarg hariç, Beast’lerin canı savaştan sonra kendiliğinden yenilenmez.
Oculus ve Skarg, Beast Den kurduğunuz anda çıkmaya başlar. Shadow ve Bafu için gelişmiş Beast Den gerekir. Gateway’de olduğu gibi, Beast Den’de de geçidin üzerine tıklayarak, gelmesini istemediğiniz canavarı engelleyebilirsiniz. Sırasıyla bakalım:
Oculus: Varlık amacı bulunduğunuz bölgeyi keşfetmektir. Arena’da birkaç seviye atladıktan sonra, hatta bazen ondan bile kaçarak sürekli zindanı gezerek bilinmeyenleri görmeye çalışır. Oculus’lar sık sık düşman tuzaklarına veya devriyelerine yakalanıp ölüyorlar bu sebepten. Oculus uzak savaşçıdır ve seviye atladıkça tekil düşmanları felç edebildiği bir büyü kullanmaya başlar. Uçarak hareket ettiği için uçurumlardan veya lavların üzerinden zorlanmadan geçebilir. Pek güçlü değildir. Fly & Firefly için saygı duruşu…
Skarg: Zindanınızın kıymetli araknidleridir. Yakın dövüşçüdür, düşmanın üzerine atlayarak onu sersemletir ve yaralayarak bir süre can kaybetmesine yol açar. Savaş bittikten sonra Skarg’ların canları hızla yenilenir.
Bafu: Oculus gibi palas pandıras gezmek yerine biraz daha temkinli gezerler, kolay hedefler gördüklerinde indirirler, narinliklerine rağmen Oculus’lar kadar sık ölmezler yani. Bafu’lar uzak savaşçıdır ve ilerleyen seviyelerinde düşman topluluklarını kısa süreli felç edebilecek bir büyü yapmayı öğrenirler. Lavların ve uçurumların üzerinden geçebilirler.
Shadow: Canavarların en teke tekte en güçlüsüdür. Shadow’ların en önemli özelliği gizlenerek hareket edebilmeleridir. Eğer bir savaşın içinde değillerse, onlar istemedikleri sürece kimse onları göremez. Underlord olarak düşman Shadow’una büyü bile yapamazsınız, görünene kadar. Görünmezlik özelliklerini kullanarak düşmanlarını pusuya düşürebilirler ve bu gizli-saldırıları yüksek hasar vermektedir. Yakın dövüşçüdür. Kısa mesafeye ışınlanabilmelerini ve düşmanlarını felç edebilmelerini sağlayan özel yetenekleri vardır.
Empire Units – İmparatorluk Birlikleri (Geçit)
Oyunda iyileri temsil eden, ezeli rakibimiz İmparatorluğun askerlerini 2 bölümde ele aldım. Bu bölümde karşınıza sık çıkabilecek, geçit yoluyla elde edebileceğiniz ortalama birlikleri okuyabilirsiniz. 2. başlıkta, farklı özelliklere sahip olanlarla ilgili bilgiler yer alacak.
Bu birlikleri zindanınıza çekebilmeniz için (Overworld) Gateway yönetebilmeniz gerekir.
Her geçitte olduğu gibi bunda da istemediğiniz birliklerin gelişini geçidin üzerine tıklayarak karşınıza çıkan menüden engelleyebilirsiniz.
Nadir birkaç bölüm dışında biz Underlord olarak Overworld Gateway’leri kullanmaya değil, yıkmaya çalışıyor olacağız. Overworld Gateway yönetemediğiniz bölümlerde İmparatorluğa ait birlikleri Torture Chamber’da “ikna” ederek veya Sanctuary’de Sacrifice ayinleriyle tarafınıza katabilirsiniz. Underlord’a hizmet etmeye karar veren İmparatorluk birlikleri kozmetik açıdan “corrupt” olurlar. Kıyafetleri kirlenir, gözleri kızarır, kutsallıklarından eser kalmaz. Saldırı stilleri ve güçleri aynı kalır yine de.
İmparatorluğun birlikleri de Underlord birliklerinin yaptığı işleri yapar, aynı işleri yapanların konfor koşulları da benzemektedir. Underlord birliklerinin bazılarını daha iyi öldürebilmeleri için özel eğitilmiş İmparatorluk birlikleri de bulunur; kiminle savaşmaya ne ile gittiğimize dikkat etmekte fayda var her zaman.
Sırasıyla bakalım:
Dwarf-Worker: İmparatorluğun ayakçıları. Worker’larınızın İmparatorluk versiyonudur. Duvar yıkmada ve teke tek savaşta Worker’larınızdan üstünlerdir. Ama daha hantal ve yavaş hareket ederler, ışınlanma gibi becerileri bulunmaz. Esir alınamazlar.
Templar: İmparatorluğun en kolay lokma askerleridir. Çok tehlikeli değillerdir ama grup halinde olduklarında çok da hafife almamak gerekir. Yakın dövüşçüdür, kendi savunmasını arttıran büyüler ve tekil hedefleri kısa süreli felç edecek saldırılar yapabilir. Ölüm sınırındayken geri dirilip birkaç saniye daha savaşmasını sağlayan özel bir güce sahiptir. Barracks’ta vakit geçirir.
Priestess: Underlord Cultist’lerinin İmparatorluk versiyonudur. Uzaktan savaşır, dost olduğu birliklere can basar, Archive ve Sanctuary’de çalışır. Cultist’ten farklı olarak savaş meydanında bayılmış bir askerleri ayıltma büyüsüne sahiptir. DK 1’deki Priestess kadar güçlü değil kesinlikle.
Warden & Vanguard: İmparatorluğun Foundry çalışanı ve yakın dövüşçü yetenekli cüceleri. Grup olduklarında yıkım ekibine dönüşebiliyorlar. Düşmanlarını uzağa itebilen kalkan saldırıları ve felç edebilen özel yetenekleri var. Ayrıca Gnarling’ler gibi etraflarında dönerek yüksek hasarlar verebiliyorlar. Vanguard’lar, Warden’lardan daha güçlüler ve can puanları 2 kat fazla.
Firebreather: İmparatorluğun Alchemy Lab çalışanı, asabi alkolik yakın dövüşçü. Bunlar Warden ve Vanguard’a kıyasla kolay lokma olan cüceler fakat savunma donanımlarına karşı daha etkililer. Özel yetenekleri, düşmanlarını ateşe vermek… Yananlar, Firebreather’ın saldırılarına karşı daha zayıf hale geliyor.
Huntress: Oyunun en güçlü birliklerinden biri bunlar. Uzak dövüşçüler. Benim favori İmparatorluk birliğim. Maddeler halinde anlatılabilir ancak 🙂
- Savaşabildiği alan o kadar geniş ki, savunmaları onlara yakalanmadan yıkabiliyorlar
- Can puanları ortalama bir uzak dövüşçü karaktere göre daha yüksek (uzak dövüşçüler 7500 sınırında kalırken, bu 10000 can puanını geçiyor son seviyede)
- Saldırıları ağır hasar veriyor ve hızlı hareket ediyorlar
- Düşmanlarını kısa süreliğine felç bırakabiliyorlar
- Beast’lere yüksek hasar veriyor ve onlardan az hasar alıyorlar
- Vampir’i kalıcı olarak öldürebilen oyundaki tek birlik (Vampir’in kendisi hariç)
- Arena’da çalışabiliyorlar.
War for the Overworld’ün ilk sürümlerinde bunların adı Assassin idi.
Juggernaut: Augre’nin İmparatorluk versiyonu. Garrison ve Foundry’de çalışırlar. Ağır hareket eden, çok dayanıklı bir tanktır, yetenekleri Augre’ninkine denktir. Ek olarak Juggernaut’lar lavın üzerinde yürüyebilirler. Ancak lavın üstünde uzun süre kalınca hasar alıyorlar.
Bard: Underlord’da karşılığı olmayan ilginç bir birlik bu. Kendileri çok güçlü olmamakla birlikte, dost birliklerin hızını ve gücünü arttıracak şarkılar söylerler. Boş vakitlerini Barracks’ta geçiren bir yakın dövüşçüdür. Tavern ile çekilir.
Inquisitor: “Engizisyon mahkemesi üyesi” anlamına geliyor Inquisitor. Bunlar İmparatorluğun Torture Chamber çalışanları, bence büyük gönderme… Succubus’lar kadar yüksek bir can puanları yok. Ama yine de yüksek seviye olanlara dikkatli yaklaşmalı, ağır hasar verebiliyorlar. Tekil ve çoğul ayrı ayrı düşmanları felç edebilen özel saldırıları var. Can kaybettikçe verdikleri hasar artıyor.
Matriarch: Necromancer’ın kutsal versiyonu, pek farkı yok. Cesetlerden Ghoul yerine Disciple çağırıyorlar ve can emmek yerine savunmalarını arttıran özel güçleri var. Crypt ve Archive’da çalışıyorlar.
Arcanist: Archive ve Sanctuary’de çalışan ancak Priestress’ten çok daha iyi savaşan bir çeşit büyücü. Arcanistler, düşmanlarını sihir yağmuruna tutan psikopat sihirbazlardır. Geniş alanlara yayılan bölgesel hasar büyüleri vardır ve bunlardan üst seviye birkaç tanesi yan yanaysa ordunuzu sabun gibi eritebilir. Ancak dayanıklılıkları çok az, son seviye bir Arcanist’in can puanı 5000 civarında, uzak dövüşçüler genelde 7500’ü son seviyede görüyor. Yanında tank bulunmazsa kolaylıkla ölebilir.
Highguard: İmparatorluğun en güçlü birliklerinden. Son seviye bir Highguard’ın can puanı, Titan’ların canından yalnızca %7 kadar daha az (18600~ HP, Titan 20000), böyle açıklanabilir. Highguard’lar muazzam bir yakın dövüşçüdür ve çok iyi bir tank’tır, yedikleri saldırıların önemli bir kısmı karakter özellikleri sayesinde onlara işlemez bile. Savaşmadıkları süre içinde Barracks’ta çalışırlar. Çok iyi bir dövüşçü olmasının dışında herhangi bir özel yeteneği ya da becerisi bulunmaz. DK 2’deki Knight’lara benziyorlar.
Wizard: Wizard’lar İmparatorluğun normal birliklerinin en güçlü büyücüsüdür. Büyü saldırıları güçlü olmakla birlikte, hizmetlerine elemental şeytanlardan karışık 3 – 5 tanesini tek büyüyle çağırabilirler; minik boyda Thunderling, Frost Weaver ve Ember Demon’lar. Wizard’lar Spirit Chamber’da çalışabilirler. Torture Room’da dönüştürülmeleri diğer birliklere kıyasla epey zaman alıyor.
Empire Units – İmparatorluk Birlikleri (Özel)
Bu başlıkta İmparatorluğun sahip olduğu ancak özel bölümler dışında Underlord’ların yönetemeyeceği birliklere dair bilgiler bulabilirsiniz.
İmparatorluğun Underlord’a kıyasla avantajlarından biri “Hero” askerlere sahip olmasıdır. Spoiler olmaması açısından teker teker bu kahramanları sıralamayacağım ancak kısa birkaç bilgi vermenin iyi olacağını düşündüm.
Hero’lar İmparatorluğun süper-güçleridir. Can puanı anlamında Titan’ların 2 katına yaklaşan Hero’lar bile vardır. Ama Titan’lardan farklı olarak bunların kendilerine ait, ayırt edici özel güçleri bulunmaz. Onun yerine, sahip oldukları yetenekler normal birliklerinkine kıyasla kat kat güçlü kılınmıştır. Hero’lar genelde birkaç kişilik asker gruplarıyla beraber dolaşırlar.
Özel bölümler dışında Hero elde edebilmenin tek yolu Sacrifice ayinidir.
Rehberde özel bir başlık açılacak kadar kalabalık olmayan ama es geçmek de istemediğim birkaç birlikten bahsettim bu başlıkta. İlgimi çeken şeylerle karşılaştıkça eklemeyi düşünüyorum.
Stone Knight: Underlord’ların Sentinel’larının maaş almayan, taştan versiyonu. Esir alınamaz, Gateway’den çağrılamaz, canı bittiği anda yok olur.
Arcanist Dwarf: Yakın dövüş yolundan vazgeçip, büyücü olmaya karar vermiş cüce?.. Oyunda böyle tarif ediliyor. Çok güçlü değil, varlığını yokluğunu hissetmezsiniz. Archive’da çalışıyor.
Angry Monk: Cultist’in yandan yemişi olan bu birlikler karşınıza My Pet Dungeon DLC’sinde çıkıyor. Archive’da çalışmak dışında hiçbir özellikleri yok, savaş yetenekleri tırt. Oyunun kendi açıklamasında “eğer sarhoş olmasaydı, Vampir avcısı olacaktı” yazıyor. Vampir yemi olarak iyi gider.
Lord O’TheLand: Normal Campaign’de karşımıza çıkan ilk boss’lardan birisi. Eski oyunlara gönderme amaçlı eklenmiş bir easter egg. 😁 Lord of the Land, DK 2’de bölüm sonlarında karşılaştığımız boss’tu ve iyilerin sahip olduğu en güçlü askerlerden biriydi. Bölüm sonlarında fethedilmeyi bekleyen bir kalede kendi kendine beklerdi, gidip öldürür, bölümü kazanırdık. Burada açıklamasına bakınca şöyle yazıyor: “sayısız madalyaya sahip ancak bunların hiçbirisini savaş tecrübesi veya liderliğinden ötürü kazanmamıştır”. Etrafta boş gezen, hemen ölen ve hiçbir özel yeteneği bulunmayan bir zübbe olarak resmetmişler. Özel bölümlerde kendisine sahip olabiliyorsunuz. Sürekli mutlu mutlu geziyor, hiçbir konfor koşulu yok ama savaşlarda da hiçbir işe yaramıyor. 😂
Spells – Büyüler
Zindan yönetirken işinizi kolaylaştıracak araçlardan birisi büyülerdir. War for the Overworld’de çok çeşitli işlere yarayan birçok büyü bulunur. Büyüler mana puanı harcanarak yapılır.
Büyülerin bir kısmına bölümün başında sahip olursunuz. Bir kısmını Archive’da topladığınız Sin puanları ile kendiniz açmak zorundasınız.
Bazı büyüler, kullanımda oldukları süre boyunca mana puanınızı bloke ederler. Bu blokajın kalkması için o büyüyü kaldırmanız gerekir. Örneğin Worker ölürse, Shackle’ın bağlı olduğu donanım yok edilirse, Banshee patlarsa; ilgili blokaj kalkacaktır.
Sırasıyla bakalım:
Recall: Düşman bölgesinde bulunan yaratıklarınızı kendi topraklarınıza güvenle döndürmenin bir yoludur, bu yaratıkları Hand of Evil ile kurtaramazsınız. Herhangi bir mana puanı harcatmadığı için savaş bittikten sonra da yaratıklarınız zindana hızlı dönsün istiyorsanız herkese hızlıca bu büyüden yapabilirsiniz. Yaratığınız saldırıya uğradığı an Recall bozulur. Recall ancak savaş olmadığı zamanlarda çalışır ve tamamlanması birkaç saniye aldığından yakınlarda düşman varsa çalışması çok zordur.
Possession: Zindanınızdaki yaratıkların zihin kontrolünü doğrudan ele almanızı sağlar. DK serisinin çıkışından beri büyülerin en başında gelir. Zindanı yaratıklarınızın gözünden görebilir, yaratıklarınızla bir grup kurarak düşmanla birincil şahıs görüşünden savaşabilirsiniz. Yaratığınızın zihnindeyken yaratığınız ölürse Possession kendiliğinden bozulur, size bir şey olmaz.
Summon Worker: Fazladan Worker üretebilmenizi sağlar. Yalnızca kendi toprağınızda yapabilirsiniz. Mana bloke ettiği için hesapsızca kullanılmaması gerekir yoksa mana havuzunuzun büyük kısmını kilitleyebilir.
Lightning: Kendi toprağınız üzerindeki düşmanları 1-2 saniyeliğine sersemleten ve canlarını götüren büyü.
Heal: Savaş sırasında gücü azalan yaratıklarınızın canını arttırmak için kullanacağınız büyü. Etki alanı içindeki bütün yaratıkların canını arttırır.
Prophecy: Keşfetmediğiniz bir bölgeyi kısa süreliğine görünür kılan büyü.
Obey: Yaratıklarınızın çalışma hızını arttırır ve çalışmayı sürdürebilmeleri için ihtiyaçlarını göz ardı etmelerini sağlar.
Enrage: Yaratıklarınızın savaşma ve hareket hızını, gücünü, dayanıklılığını, cesaretini 5 – 10 saniyeliğine arttıran büyü.
Annex: Bir duvarı kazma & bir kareyi alma işlemlerini Worker olmaksızın yapmanızı sağlayan büyü. Annex’in çalışabilmesi için ilgili duvarın veya karenin sizin sınırınızın dibinde olması gerekir. Zindanınızdan uzaklara bununla müdahale edemiyorsunuz.
Unclaim: Aldığınız bir kareyi alınmamış hale çevirebilmenizi sağlar. Bir anlık dalgınlıkla Worker’larınızın sizin istemediğiniz yerleri ele geçirdiği durumlarda çok iş görüyor.
Blood Money: İstediğiniz savaş esirini veya istediğiniz yaratığınızı altından heykele çeviren tekil büyü. Bu heykeller Worker’ların emeğiyle Vault’unuza altın olarak dönüyorlar. Heykeli tokatlayarak siz de altınları dökebilirsiniz. İlgili altından heykele bir de Lightning yaparsanız dekoratif heykel oluyor. 👑
Forge: “Defence part” üreten büyü. Savunma donanımlarınızın tamamlanmasını Foundry’den beklemek yerine bununla hızlandırabilirsiniz. Savunmalara bu büyü ile “heal” da yapabilirsiniz.
Shockwave: Yapıldığı yerdeki herkesi etrafa savuran bir enerji dalgası, yalnızca kendi toprağınızda kullanabilirsiniz. Düşman yığınlarını dağıtmak için kullanılır. Etkisi yüksek bir büyüdür, kendisi doğrudan hasar vermez ancak lavların yakınlarındayken kendi yaratıklarınıza zarar vermemek için dikkatli kullanmanız gerekebilir.
Magical Meat: Gökten yemek yağdıran büyü. Savaşmaktan ya da çalışmaktan yemeğe vakit ayıramayan yaratıklarınızın yemek ve Tavern ihtiyacını karşılamak için kullanabilirsiniz.
Gild: Vault’unuzdan para alıp seçtiğiniz yaratığınıza doğrudan aktaran büyü. Payday geldiğinde Vault’a uzak kalıp mutsuz olan yaratıkları mutlu etmek için kullanılır. Colossus ve Sentinel gibi altından oluşan yaratıkların canını yükseltmek için de kullanılır.
Volcanic Bridge: Lav veya suyun üzerinden geçmeniz gerektiğinde para harcamak istemediğinizde kullanabileceğiniz büyü. Yapıldığında “neutral” olur, Worker’larınızın ele geçirmesi gerekir. Üzerine “construct” isimli yapılardan yapılabilir.
Shackle: Düşman savunmasını 10 saniyeliğine felç etmenizi sağlayan büyü. 10 saniye geçtikten sonra savunma yeniden çalışır hale gelir ve aynı savunmaya tekrar Shackle yapabilmeniz için 30 saniye beklemeniz gerekir. Çalıştığı sırada mana puanı bloke eder.
Empowered Banshee: Savaşması için sizden tarafa bir Banshee çağıran büyü. Banshee, varlığı sürdüğü müddet mana bloke eder.
Constructs – Yapılar
Bunlar Foundry desteğine gerek kalmadan Worker’lar tarafından inşa edilebilen düzeyde hafif üretimlerdir. Sayıları çok fazla değil ama çok kullanışlı şeyler var.
Construct’ları kendinize ait veya neutral zeminlere, suyun üzerine inşa edebilirsiniz, düşman zeminlerine kuramazsınız. Underlord emir verdiğinde, construct yapılacak yerde turuncu baskı oluşur ve Worker tarafından tamamlanmayı bekler. Yanlışlıkla inşa ettiğiniz bir yapıyı turuncu baskı halindeyken hızlıca silerseniz paranızın tamamını geri alabilirsiniz. Tamamlanmış bir yapıda yarı yarıya kesintiye uğratıyor.
Yakında düşman olmamasına dikkat etmek gerekir çünkü yapılmaya başlanan yapı düşman saldırısına açık hale gelir ve yıkılması kolaydır. Tamamlanma süreleri değişkenlik gösterir ancak genelde birkaç saniye içinde hazır hale gelirler.
Sırasıyla bakalım:
Replacement Earth: Kazılmış olan bir duvarı yeniden doldurabilmenizi sağlar.
Gold Vortex: Altınların doğrudan Vault’a iletilmesini sağlayan yapıdır. Altın kazılan bölgeye bir tane bırakmanız yeterlidir, Worker’larınızın buraya depoladıkları şeyler doğrudan Vault’unuza aktarılır. Vault’tan çok uzak bir bölgede altın madeni bulmanız durumunda Worker’larınızın işini çok kolaylaştırır.
Conduit: Etki alanı içindeki Worker’ların hızını ve yeteneklerini muazzam ölçüde arttıran bir yapıdır. 15 Mana bloke eder. Kendi etki alanı içinde 1 tane Conduit yapısı yeterli geliyor, birden fazla kurunca etkisi değişmiyor.
Underminer: Worker’lar tarafından kazılması imkansız olan sert duvarları yıkmak için kullanılan yapı. Underminer, etki alanı içerisindeki Brimstone’ları patlatarak yıkar. Bu Brimstone duvarları domino taşı etkisine benzeyen bir şekilde birbiriyle bağlantısı kesilene kadar yıkılmaya devam ederler. Bağlantılı Obsidian duvarlar da yıkılır. Underminer, birliklerin canını doğrudan götürmez ancak onları etrafa savurur, lav yakınında kullanmanız gerektiğinde dikkat etmenizde fayda var.
Outpost: 3×3 etki alanı içerisindeki kareleri tarafınıza geçirir ve düşman tarafından alınmasını engeller, yıkılmadığı sürece. Outpost’lar, araya uçurum veya lavların girdiği bölgelerde benzersiz bir iş görür. İnşaat halindeki construct’ları aniden tamamlamaya yarayan ritüelin veya artefact’in yardımıyla, Worker’larınızın ulaşamadığı neutral kareleri outpost ile ele geçirebilirsiniz.
Aureate Monolith: Colossus misali, etki alanı içinde yere düşen dost düşman bütün birlikleri altından heykele çevirir. İstediğiniz zaman bu yapıyı bir defaya mahsus etki alanı içindeki bütün altınları ve heykelleri emerek Vault’a göndermesi için kullanabilirsiniz ama bunun sonunda yapı yok olacaktır. Aureate Monolith, etki alanı içindeki düşman Vault’undan bile para çalabilir.
Moongate: Bir çeşit kestirme yoldur. Yaratıklarınız 2 Moongate arasında istedikleri gibi ışınlanabilirler. 30 Mana bloke eder.
Mana Vault: Mana puanı üst sınırınızı 2000 puan sınırına kadar yükseltmeye yarayan yapı. Bir tanesi 50 puan kazandırır. Bütün Sin araştırmaları tamamlandığında yaklaşık 100 puanlık bir mana açığı kalıyor, onu doldurmak için iyi oluyor bu yapı.
Ember Rift: Ateşten şeytan üreten yapı. 70 mana puanı bloklar. Ember Rift başına 1 tane Ember Demon sahibi olursunuz.
Defenses – Savunma Donanımları
Bu donanımlar, bölgelere düşman girişlerini zorlaştırmak ve yavaşlatmak üzere kullanılır. İyi kurgulanmış bir savunma hattı muazzam iş görebilir. Düşmana hasar verebilen donanımlar mana puanı bloke eder.
Savunmaları yalnızca kendi toprağınıza koyabilirsiniz. Kapı yapabilmeniz için 2 duvar arasında olması gerekir.
Donanımın yapılma emrini verdiğinizde ilk önce mavi baskı şeklinde görünür. Ardından Worker’larınız buraya Foundry’de üretilen parçaları taşıyarak donanımın hazır olmasını sağlarlar. Foundry’de üretilen bu parçalar oyunda “defence part” adıyla geçer. Süreci hızlandırmak istediğinizde Hand of Evil gücünüz vasıtasıyla bu defence part’ları siz de alıp mavi baskının üstüne bırakabilirsiniz. Yanlışlıkla inşa ettiğiniz bir savunmayı mavi baskı halindeyken hızlıca silerseniz paranızın tamamını geri alabilirsiniz. Tamamlanmış bir savunmada yarı yarıya kesintiye uğratıyor.
Önceki oyunlarda bunların ismi “defense” değil “trap” idi. Çünkü gerçekten çok öldürücü tuzak mekanizmalar vardı, DK 1’deki Boulder Trap ve Lightning Trap’lerin rüyalarıma girdiğini bilirim. Buradakiler daha çok “savunma” kurgulamak üzerine tasarlanmış şeyler. Dayanıklılıkları daha fazla ve oyalama kapasiteleri daha yüksek. Yine de uygun şekilde saldırmazsanız savunma donanımlarına karşı kayıplar vermeniz burada da mümkün.
Sırasıyla bakalım:
Wooden Door: Basit kapı. Düşman Worker’larının geçişini zorlaştırmak veya kendi zindanınızda odaları birbirinden ayırmak için kullanabilirsiniz. Dövüş bilen yaratıklar bunları kolayca kırabilir.
Augrum Wall: Düşman Worker’larının kazarak geçmesini istemeyeceğiniz yerlere kurabileceğiniz duvarlar. Normal duvarlardan 2-3 kat daha sağlamdır. Duvar kırmak için kullanılan iksir ve yapılar, bunları patlatmak için de kullanılabiliyor. Augrum Wall diğer savunmalardan farklı olarak, düşman tarafından ele geçirilebiliyor.
Alchemine: İçine istediğiniz bir iksiri koyuyorsunuz, etki alanına düşman girince o iksiri patlatıyor.
Blade Lotus: 3×3 içindeki bütün düşmanları biçerek iten savunma. Düşmanların üzerinde bekleyeceği tahmin edilen kareleri korumak için kullanılır; kapıların, topların önü gibi.
Bombard: Düşman gördüğü anda saldıran top. Üzerinde Rampart varsa ve sayıca fazla iseler dikkatli yaklaşmalı. Sentry trap is created in your Workshop…
Infernal Urn: Ateş küpü. Etki alanı içindeki düşmanları ateşe vererek zamanla canlarının gitmesine neden olur. Ayrıca Infernal Urn’ü patlatarak etrafındaki Underminer’ları paraya çevirebilir, Brimstone duvarlarını patlatabilir ve Ember Demon’ları yuvalarına geri yollayabilirsiniz; bu işlemin sonunda Urn kaybolur.
Portcullis: Yalnızca dost birliklerin geçişine izin veren dayanıklı turnikeler. Bunlar kapılardan farklı olarak 2 duvarın arasına yapılmak zorunda değildir, düz zemine yapabilirsiniz.
Bone Chiller: Etki alanı içindeki düşmanları soğutarak yavaşlatan donanım. Tek başına faydasız ama diğerleriyle birlikteyken çok iş görebilir. Çevresindekileri dondurması için bir defaya mahsus patlatılabilir.
Rampart: Savunmalara fazladan epey zırh eklemenizi sağlayan donanım. Rampart giydirilmiş bir savunmayı geçmenin tek yolu Rampart’ı yok etmektir, kendi birlikleriniz dahil kimseye geçit vermez, uçanlar dahil.
Gargoyle: Çörten. Etki alanındaki düşmanları zayıflatarak onların 2 kat fazla hasar almasını sağlayan bir enerji dalgası yayar. Tam önündeki birkaç kareyi etkiler. 4 tarafa el ile çevrilebilir ancak önündeki düşmanlar dışındakilere kendi kendine dönerek müdahale etmez.
Midas Door: Aldığı bütün hasarlar karşılığında Vault’unuzdan para çekerek direnen bir çeşit şeytan-kapı. Paranız bittiğinde direnmeyi bırakır.
Glacial Door: Midas’ı besleyecek engin hazineleriniz yoksa, Glacial yer altının en dayanıklı kapısıdır. Bunun özelliği, kilitlendiği zaman kendi kendine donarak direnme kapasitesini yükseltmesidir(24000 can puanı oluyor). Hasar aldığında canı hızla geri dolar, bu yüzden bunu yıkabilmek için birkaç yaratığın aynı anda saldırması gerekebilir. Kilitli olmadığı zamanlarda Portcullis‘den daha dayanıksızdır.
Sentinel (Shell): İçinde Sentinel bekleyen donanım. Yakınına düşman geldiğinde otomatik olarak veya Underlord tarafından arzu edildiği anda çalışır.
Well of Souls: Etki alanı içindekilere zarar veren ve öldüklerinde ruhlarını emerek hapseden sayko bir tuzak. İçinde 5 taneye kadar Revenant hapsedebilir. 5 taneden fazla ruh olduğunda her ölüde 1 Revenant kendiliğinden doğmaya başlar. İstendiğinde biriktirdiği ruhları düşmanların üzerine tek seferde salabilir. Duvarların arkasından çalışabilir.
Storm Vortex: Yaklaşan düşmana yıldırımlarla saldırarak onu felç eden ve hasar veren güzide bir savunma. Saldırı hızı yüksektir.
İmparatorluğa has, Underlord’ların üretemediği 2 tür savunma bulunur:
Ballista: Karşılaştığı düşmana kocaman bir ok fırlatarak zarar veren yay mekanizması. Bunu kıskanıyorum ya, keşke Underlord’lar da yapabilse.
Siege Door (3’lü): 10000 can puanı olan, 3 kare zemine yayılarak inşa edilebilen kapı.
Siege Door (5’li): 15000 can puanı olan, 5 kare zemine yayılarak inşa edilebilen kapı.
Yani, çok da bi’ olayı yok bu İmparatorluk savunmalarının ama tanımladan geçmek de istemedim…
Potions – İksirler
İksir üretebilmek için Alchemy Lab’e ve çalıştırabileceğiniz bir Crackpot veya Firebreather’a sahip olmanız gerekiyor. Ürettirdiğiniz iksirler siz kullanana dek Alchemy Lab’inizde bekliyorlar.
Bunların bazıları yaratıklarınızın performansını kısa süreliğine arttırıyor, bazıları yanınızda savaşacak askerler çağırıyor, bazıları ise işinizi hızlandırıyor. İksirlerin etkisi genelde kısa sürüyor, Thunderling hariç.
Sırasıyla bakalım:
Haste: Etki alanı içindeki birliklerin hareket hızını muazzam ölçüde arttırır. Ancak burada artan şeyin “hareket” hızı olduğuna dikkat edelim. Çalışma hızını veya saldırı başına verilen hasarı arttırmıyor. Yalnızca kendinize ait bölgede kullanabilirsiniz.
Transmutation: 3×3 alan içindeki 8 tane duvara altın ekliyor. Düz zemine kullanılırsa etki alanı içindeki cesetleri altından heykele çeviriyor, düşmanlara zarar veriyor, altından yaratıklara verdiği hasar daha fazla. Neden 9 değil de 8 duvar, ben de anlamıyorum. 3×3 alan içinde 1 tane duvarın eksik olması gerekiyor, yoksa iksiri patlatamıyorsunuz.
Work-A-Lot: Etki alanı içindeki birliklerin çalışma hızını arttıran iksir. Duvar kazan işçileri, araştırma yapan büyücüleri, savunma üreten demircileri, iksir üreten kimyagerleri vs. bununla hızlandırabilirsiniz.
Quick Freeze: Etki alanı içerisindeki her şeyi buz kütlesiyle kaplayarak donduran iksir. Etkilediklerinin gücünü azıcık götürür ama süresi bitene kadar dışarıdan gelen her hasarı engeller. Dokunduğu Ember Demon’ları anında öldürür.
Spirit Worker: Yaklaşık 1 dakikalığına sizin için çalışacak 4 tane Spirit Worker yaratan iksir. İksirin etkisi geçtiğinde Spirit Worker’lar kendiliğinden kaybolur. Yalnızca kendinize ait bölgede kullanabilirsiniz.
Reanimation: Etki alanı içindeki esirlerden, ruhlardan, hortlak türevlerinden, cesetlerden ve baygın birliklerden Banshee doğuran iksir.
Frost Weaver: Buz Şeytanı çağıran iksir. Yalnızca kendinize ait bölgede kullanabilirsiniz.
Hellfire: Duvarlara ağır hasar veren iksir. Hızlı kazmak istediğiniz duvarları bununla yıkabilirsiniz. Brimstone türü duvarlara karşı da etkilidir. Underminer’dan daha güçlüdür. Etki alanı içindeki düşmanlara da hasar verir.
Wisdom Juice: Etki alanı içindeki yaratıklara tecrübe puanı kazandıran iksir. Etki alanı içinde birden fazla yaratık varsa puanları bölerek dağıtıyor. Etki alanı dar olduğu için hızlı hareket eden yaratıklara Wisdom Juice uygularken dikkatli davranmalısınız.
Wormhole: Etki alanı içindeki bütün yaratıkları Dungeon Core’unuza ışınlayan bir geçit yaratıyor. Bunu kullanabilmeniz için kullanmak istediğiniz yerde size ait birlikler olması şart. Etkisi 5 saniye sürüyor, Dungeon Core’unuzun çevresindeki duvarları parçalıyor.
Thunderling: Fırtına Şeytanı çağıran iksir. Yalnızca kendi bölgenizde kullanabilirsiniz.
Rituals – Ayinler
Ayinler, Spell’lerden daha güçlü ve hantal olan büyülerdir.
Ayin yapabilmek için Sanctuary odasına ve orada çalışabilecek büyücülere ihtiyaç duyarsınız. Yaratıklarınız, seçtiğiniz ayin için Sanctuary’de hazırlık yaparlar ve tamamlandıktan sonra size ilgili bonusu toplamak kalır.
Sırasıyla bakalım:
Avarice: Mana havuzunuzdaki puanları yavaşça altına çevirir. Avarice çalışırken başka büyü yapamazsınız. Avarice’in altına çevirebileceği maksimum mana puanı miktarı 1500’dür.
Sacrifice: Kurban ayini. Eski oyunlardaki Temple’ın işlevini görüyor. Bu ayini büyücüleriniz hazırlamaz, Sacrifice’ı işaretledikten sonra sunağa 3 tane istediğiniz yaratığı (Beast’ler hariç) koyduğunuzda ayin tamamlanmış olur. Alışılmamış türden garip yaratıkları çağırmanın tek yolu bu ayindir. Democorn, Porkzilla, normal yaratıkların değişik versiyonları, neler neler… Ayrıca Underlord’a ve İmparatorluğa ait normal birlikleri de çeşitli reçetelerle elle etmeniz mümkün.
Burası başlı başına bir rehber edecek kadar uzun ve ben henüz o kadar bilmiyorum. İlerleyen dönemde bir rehber hazırlama planım var, şimdilik okuyucunun keşfine bırakıyorum.
Revelation: Düşmanınızın bölgesinin tamamını onun gözünden 30 saniyeliğine görmenizi sağlayan ayin.
Construction: Bekleyen yapılarınızın tümünü tamamlayan ayindir. Construction sırasında saldırıya uğrayan yapı olursa, o sıradaki ayinden faydalanamaz hale gelir.
Armageddon: Uygulayan kişi dahil o bölümdeki bütün Dungeon Core’ların etrafındaki duvarları yıkan ayin. Etkisi 20 saniye sürer, karşı tarafın çok hızlı toparlanmasını engeller.
Overload: Uygulayıcısının mana puanını sonuna kadar doldurur ve 10 saniyeliğine mana yenilenme hızını aşırı derecede yükseltir.
Besiege: Düşman duvarlarını kazma ve zeminlerini alma hızını 20 saniyeliğine aşırı arttıran ayin.
Prospector: Haritadaki bütün altın duvarlarını, Shrine’ları, Arfitact’leri ve Gateway’leri 30 saniyeliğine görünür kılan ayin.
Summon Vampire: Zindanınıza Vampir çağırmanın tek yolu olan ayin. Ayini seçtikten sonra kurban edecek 3 tane yaratık (Beast’ler hariç) seçip sunağa koyduğunuzda Sanctuary’den Vampir doğar.
Uprising: Crypt’inizdeki cesetleri Wraith olarak uyandırabilmenizi sağlayan ayin. Bu Wraith’lerin ayrı Rally’leri olur ve nereye gideceklerine siz karar verebilirsiniz.
Fortify: Besiege’in zıttı işe yarayan ayin. Bölgenizde henüz Worker’larınız tarafından güçlendirilmemiş olan duvarları güçlendirir ve önceden güçlendirilmiş olup zayıflamaya başlayan duvarlarınızı da tekrar güçlendirir.
Assembly: Zindanınızda yapım aşamasında olan, tamamlanmamış olan savunmalarınıza 5 tane defence part ekleyen ayin. 50 saniye sürer ve 10 saniyede 1 defence part ekler. Assembly, Foundry ile uğraşmadan savunma hattı kurmak isteyen Underlord için uygundur. Yavaş bir ayin olduğu ve sıcak savaş sırasında avantaj sağlamayacağı unutulmamalıdır.
Artefacts – Eserler (Bonus Kutucukları)
Çeşitli bonuslar veren kutucuklar oyunda Artefact ismiyle geçer. Artefact, sözlükte “alet, insan yapımı nesne, eser” kavramlarıyla tanımlanıyor; ben rehberde “eser” kelimesini kullanmayı tercih ettim.
Artefact’ler haritanın çeşitli yerlerine dağılmış biçimde sahipsiz halde veya düşman üslerinde korunaklı bir biçimde saklanmış halde bulunabilirler. Oyuncu tarafından üretilemezler. Haritaya bonus olarak oyunun başında eklenmişse karşılaşabilirsiniz. Bazı bölümlerde özel Artefact’ler bulunur, bölümü kazanmanız için onları ele geçirip kullanmanız şart koşulabilir.
Artefact görüldüğü anda Worker’ınız tarafından Archive’a taşınır. Archive’da çalışan büyücüler bu kutuları araştırarak bulduğunuz Artefact’in ne işe yaradığını çözecektir.
Eserler tek kullanımlıktır. Bunlar Underlord’un Joker kartlarıdır. O sırada çok ihtiyacınız yoksa kritik anlara saklamanız daha iyi olur genelde.
War for the Overworld’de karşılaşabileceğiniz, görev dışı standart eserler şunlardır:
Gold: Vault’unuza 5000 altın ekler.
Sin: 1 Sin puanı ekler.
Plentiful Gold: Vault’unuza 25000 altın ekler.
Greater Sin: 3 Sin puanı ekler.
Sanctum: Sürmekte olan ayini anında tamamlar.
Construction: Yapılmayı bekleyen yapıları anında tamamlar.
Alchemy: Yapılmayı bekleyen iksirleri anında tamamlar.
Assembly: Yapılmayı bekleyen savunmaları anında tamamlar.
Experience: Seviye atlayabilen bütün yaratıklarınıza 1 seviye ekler. Eğer zindanınızı korumak için aceleniz yoksa, bunu kullanmak için uygun anı bekleyerek daha fazla verim alabilirsiniz. Çünkü eser, seviyeler arası tecrübe puanının farkını hesaba katmaz. Yani 1. seviye olanı 2, 9. seviye olanı 10 yapar ancak bu seviyeler arasında tecrübe puanı farkı dikkate değerdir.
Joy: Mutsuz olan yaratıklarınızı mutlu eden ve bütün yaratıklarınızın tüm ihtiyaçlarını anında karşılayan eser. Rally ile tüm zindanı bir savaşa yığdıktan sonra yükselen şikayetleri anında düzeltebilen biricik yöntemdir.
Mana: Mana puanı sınırınızı 250 puan yukarı çeker, üst sınır 2000’dir.
Workers: 2 tane kalıcı Spirit Worker ekleyen eser! Favorim✨
Shrine – Mabet
Mabetler, benzersiz getirileri olan özel odalardır. Tarafsız biçimde bulunurlar, ele geçirene fayda sağlarlar. Her haritada karşınıza çıkmayabilir.
Oyuncular tarafından üretilemez ve yok edilemezler ancak sahipleri değişebilir.
Sahip olabileceğiniz mabet sayısının bir üst sınırı bulunmaz. Yani haritadaki mabetlerin hepsini ele geçirebilirsiniz ve hepsinden fayda alabilirsiniz.
Mabetlerin üzerine yapı kurabilirsiniz ancak savunma kuramazsınız.
Altın mabedi. Tükenmeyen altın duvarıdır. Aynı anda en fazla 4 Worker tarafından kazılabilir, bir tarafını sadece 1 Worker kazabilir.
Gold Shrine tek başına bütün finansman sorununuzu çözecek kadar iyi bir altın kaynağı değildir. Çünkü diğer yöntemlere kıyasla yavaştır. Ancak onu kaybetmediğiniz sürece hiçbir zaman tükenmediği için hesaba katılması gereken, istikrarlı bir kaynaktır. Faydasını görürsünüz yani mutlaka.
Gold Shrine’ı hızlandırmanın tek yolu 4 yanına bir Gold Vortex yapısı koymaktır. Onun dışında Worker’larınızın Gold Shrine’daki çalışma verimini arttırmanın yolu bulunmaz. Yani Obey büyüsü, Conduit yapısı, Work-A-Lot iksiri gibi yöntemlerle verim artışı sağlayamazsınız.
Gözcü mabedi. Bulunduğu yerin çevresini görebilmenizi sağlar. Etki alanı çok geniştir. Merkezinden etki alanı sınırına kadar en fazla alanı görebilmemizi sağlayan şey bu oyunda, ben daha iyisine henüz denk gelmedim.
Büyü mabedi. Kullandığınız “spell” sınıfından bütün büyülerde %40 oranında mana puanı tasarrufu sağlar.
İmalat mabedi. Herhangi bir yaratığın yardımı olmaksızın kendi kendine “defence part” üreten mabettir. Foundry’e kıyasla yavaştır ancak kapasitesi kendi kendine dolana kadar sürekli parça ürettiği için kayda değer bir kaynaktır. 10 saniyede 1 parça üretir, parça kapasitesi 8’dir.
Araştırma mabedi. Yaratıklarınız eğer burada çalışırlarsa Archive’a kıyasla çok daha hızlı Sin puanı kazanabilirsiniz.
Mana sınırınızı 250 puan yükselten mabet. Kaybederseniz açtığı mana puanınız düşer.
Kuşatma mabedi. Worker’larınızın düşman duvarlarını büyük bir hızla kazabilmesini sağlar.
Işınlanma mabedi. Sahip olduğunuz Moongate yapıları ve diğer Moongate mabetleri arasında yaratıklarınızın ışınlanabilmesine olanak verir.
Moongate yapısına kıyasla üstünlük olarak mana puanı bloklamaz.
Kendi kendine Banshee üreten mabet. Ele geçirenin lehine çalışır. Büyü ile yapabileceğinizden 1 tık daha zayıf Banshee’ler üretir.
Ürettiği Banshee’ler mana puanı bloklamaz ve kendi kendine düşmana ait en yakın hedefe (Inhibitor, Dungeon Core, Shard vs.) odaklanır. Üretimi durdurulamaz.
Shrine üretimi Banshee’leri de Hand of Evil ile yönetemezsiniz veya onlara Rally noktası koyamazsınız, Empowered Banshee’lerden farkları yoktur bu anlamda.
Altın Hesaplamaları
War for the Overworld’de altın kazanmanın yolları birkaç çeşit. Hepsinin hızı değişken olduğu gibi kimisinin zayıflıkları da bulunuyor. Dungeon Keeper oyunlarındaki gibi dümdüz duvar kazarak bütün ekonomiyi döndürmek bu oyunda her zaman mümkün olmuyor.
Elinizde veri bulunmasını istediğim için böyle bir başlık açtım. Bu bölümde, oyunda karşılaştığım bütün altın kazanma yöntemlerini ve bunların verimlerini listeleştirip tartıştım.
Altın kaynakları, kabaca hesaplayabildiğim kadarıyla, hızlıdan yavaşa şöyle gidiyor:
0) Altın duvarlarını kazmak.
1) Altından heykelleri kazmak.
2) Ayin. (Avarice)
3) Fool’s Gold duvarları. (Transmutation iksiri)
4) Gold Shrine.
?) Ganimet (cesetlerden kalan) ve Tavern getirileri.
Altın Duvarları:
Oyundaki en hızlı ve en basit olan yöntem bu. Ancak her haritada sınırlı miktarda bulunuyorlar ve hızla tükeniyorlar. Duvarlar sırasıyla 250, 1000, 2500 altın içerebilen 3 ayrı gruba ayrılıyor.
Altından Heykeller:
En zayıf birliğin bile 1. seviyede altın heykel karşılığı 3250 altın ediyor. Daha güçlü yaratıkların altın değeri daha fazla olmakla birlikte yaratıkların seviyeleri arttıkça da heykellerin değeri artıyor.
Altından heykeller Blood Spell büyüsü, Transmutation iksiri ve Aurate Monolith yapılarıyla yaratılabilirler. Colossus da altından heykel üretir ancak ürettiğini anında Vault’a gönderdiği için siz kontrol edemezsiniz.
Heykeller, duvarlardan daha fazla altın depoluyorlar ancak duvarlara kıyasla daha zor kazılabildikleri için onlardan yavaşlar.
Avarice:
Avarice ayini tek seferde en fazla 1500 mana puanını altına çevirebiliyor. 1500 mananın tükenmesinin ardından 22000 civarı bir tutarda altın kazanıyorsunuz.
Avarice 1 mana başına 14.5 altın kazandırıyor yaklaşık olarak.
Ayinin tamamlanması 1 dakika kadar sürüyor.
Transmutation:
İki şekilde kullanılabiliyor. Yaratıkların üstüne atarsanız ölüleri altından heykele çeviriyor, duvarların üzerine atarsanız her bir duvara 750 altın ekliyor (6000 altını 8 kare duvara paylaştırıyor).
Bu iksir eğer doğal oluşmuş duvarlara uygulanırsa net 4500 altın,
Replacement Earth ile kendi ürettiğiniz duvarlara uygulanırsa net 3300 altın getiriyor.
Gold Shrine:
Bununla ilgili dakika başına kaç altın getirdiğine dair detaylı bir hesaplama yapmadım ancak çok yavaş olduğunu söyleyebilirim. Yani Gold Shrine’ı açın ve sonra onu orada unutun, kendi kendine zamanla fayda getiriyor, o derece bir şey.
Bunun diğerlerinden üstün yanı, korunma ihtiyacı ve 4 Worker meşguliyeti dışında gerçekten hiçbir işlem istememesi. Açıyorsunuz ve işinize bakıyorsunuz.
Ganimetler:
Buna soru işareti koydum çünkü çok değişken bir başlık. Öldürdüğünüz her yaratıktan altın çıkmayabileceği gibi, Tavern’dan ne kadar gelir elde edeceğiniz zindanınızın büyüklüğüne ve yaratık tipi dağılımına göre değişkenlik gösteriyor.
Ancak hesaba katılması ve dikkat edilmesi gereken bir başlık. Çünkü onlarca yaratığın çekip çevrildiği zindanlarda Tavern’da on binlerce altın birikebilir veya öldürdüğünüz düşman askerlerinin dolgun maaşları olabilir. Veya herhangi türden bir Worker’ı öldürdüğünüzde öncesinde altın kazdıysa onları toplayabilirsiniz.
Bunlar aslında tek başlarına bir “yöntem” değil, olmayan bir yolla sıfırdan kaynak yaratmıyorlar. Bu sebepten listeye eklemedim. Diğer yanda, kullandıkları yöntemlerin elle yapılan hallerine kıyasla daha hızlı alternatifler, aklımızda mutlaka bulunmalı.
Vault’unuza bir anda yüklü miktarlarda altın ekleyebilen, kuruluş aşaması dışında başka bir yaratığın emeğine ihtiyaç duymayan yöntemler bunlar. Altın duvarlarıyla kaplı bir bölgede hele Colossus’unuz (ulan tekerleme gibi oldu bu da…) varsa, orayı ışık hızıyla yağmalayabilirsiniz, aşırı hızlı ve iyi.
Ancak, Colossus ve Aurate Monolith, Transmutation iksirlerinin ürettiği Fool’s Gold duvarlarını sömüremezler. Birbirlerinin ürettiği altından heykellere de dokunamazlar. Böyle bir engel var önlerinde, bence adil.
İyi İşleyen Bir Zindan
Son başlık olarak burada da iyi işleyen bir zindan için tecrübelerimi derlediğim kısa notlara yer verdim. Oyuna yeni başladıysanız veya nedenini anlamadığınız sıkıntılar varsa, kafa açıcı olabileceğini düşündüğüm şeyleri yazdım. Rehberdeki başlık sırasıyla gideceğiz:
- Odalarınızın etrafındaki duvarların “fortified walls” olması önemlidir, bu yöntem kimi odaların çalışma verimini arttırır. %250’ye kadar arttırdığı oluyor.
- Vault’unuzun etrafında genişleme payı bırakın. Zindan büyüdükçe kapasite artışı gerekebiliyor.
- Her yaratığın sık kullandığı ve temel ihtiyacı olan odaları birbirine yakın kurmanız işinizi kolaylaştırır. Tavern ve Slaughterpen’i yan yana kurup, Barracks, Archive, Foundry gibi odaların ortasına koyarsanız bu odalarda çalışan yaratıklarınız her şeyi daha hızlı ve rahat yapar.
- Sanctuary ve Archive birbirine yakın olursa büyücülerinizden alacağınız verim artacaktır.
- Volcanic Bridge kullanarak köprülere zırt pırt para harcamaktan kurtulabilirsiniz.
- Prison ve Crypt savaş alanına yakın olmalıdır. Böylece esir ve Ghoul üretiminiz kolaylaşır. Ama Prison’ı rakip Underlord’ların tek celsede ele geçirebileceği kadar savunmasız bırakmayın, esirleri serbest bırakabilirler.
- Prison, Crypt, Torture Chamber, Spirit Chamber birbirlerine harita bazında (yaratıkların ulaşımından ziyade sizin görmeniz açısından) yakın olursa savaş esirlerini değerlendirme hızınız artar.
- Ordunuzun kalabalık olması değil, verimli ve eğitimli olması sizi güçlü kılar.
- Dengeli ve arzuladığınız işlerin hepsine yetişebilecek türden bir yaratık dağılımınız olmasına dikkat edin.
- Tek yönlü kaba kuvvetle sürdürülebilir bir şekilde en güçlü kalmanın bir formülü yok. Mesela Shadow, Bafu’yu teke tekte öldürür. Ama 10 tane Shadow yerine 5 Bafu – 5 Shadow şeklinde dağılmış bir ordu, dar koridorda daha güçlüdür. Bu durum birçok kombinasyon ve koşul ile çoğaltılabilir.
- Yaratıklarınıza çok sık – arka arkaya tokat atmamalısınız, bu onları mutsuz eder.
- Rally’i çok uzun tutarsanız ihtiyaçlarını karşılayamaz ve mutsuz olurlar.
- Mutsuz olan bir yaratığınızın mutlu olabilmesi için zindanınızda her koşulun uygun olduğunu düşünüyorsanız ona biraz zaman verin. Bazı yaratıkların mutluluk seviyesinin düzelmesi için biraz zaman gerekebiliyor.
- Mana puanınızı bloklayan yapılara, büyülere, savunmalara dikkat edin. Mana havuzu daraldıkça eliniz zayıflar. Misal, çok fazla Worker’ınız varsa zindanın yapı işleri hızlı biter ama savaşlarda yaratıklarınıza 2-3 defadan fazla can basamaz hale gelirsiniz.
- Kullanımı bitmiş yapıları geri satmayı unutmayın. Hem altın hem mana puanı açısından önemli.
- Savunmalarınızı kurgularken etki alanı sınırlarında azami faydayı elde etmeyi hedefleyebilirsiniz. Örneğin, 2 tane Storm Vortex’i dip dibe koymak yerine aralarına 1-2 kare mesafe koyabilirsiniz. Bu sayede hem 2 Vortex’in aynı düşmana odaklanma olasılığı düşer hem de daha geniş bir bölgedeki düşman saldırılarını savurma olasılığınız yükselir. Storm Vortexlerin 1 kare etrafını Bombard ile sarıp, tüm bunlara Rampart giydirebilirsiniz mesela.
- Well of Souls gibi duvarların arkasından işleyen tuzakların daha zor yok edilebilmesi için önlerine 1 kere duvar örebilirsiniz.
- Garrison odasını savunma hattının yakınında 1 kare kalınlığında duvarın arkasına koyabilirsiniz, hem olumlu etki etmeye devam eder hem de düşmanlarınız bu odaya kolay erişemez hale gelir.
- Ortalık durgunken üretip bir kenarda zula edeceğiniz iksirler savaş sırasında hayat kurtarabilir. Savaşın ortasında talimat verirseniz ya o iksirleri üretemezler ya da Crackpot gibi önemli bir savaşçı olmadan savaşa girmek zorunda kalırsınız.
- Büyücülerinizin yapacağı daha önemli işleri yoksa, kafanıza estikçe Avarice yaptırabilirsiniz. Fazla mal göz çıkartmaz.
Basit Rush (Vampir ile)
Haritaları çok hızlı bitirebilmenizi sağlayan basit bir hızlı saldırı taktiği. Sırasıyla şu adımları izleyin:
- 5-6 tane kurban edilecek yaratığınız olsun. Bunlar Prison esiri veya kendi yaratıklarınız olabilir. 3 tanesinin seviyesi önemli değil, kalanları en azından 6 level olmalı.
- Spirit Chamber ve Torture Chamber kurun.
- Yaratıklardan 3’ü hariç kalanları Torture Chamber’da execution ile Spirit’e çevirin.
- Vampire Ritual’i edinin.
- Sanctuary kurup Vampire Ritual emri verin.
- Vampir’i çağırdıktan sonra Spirit Chamber’a atıp, Spirit’ler ile seviyesini birden yükseltin.
- Karşınızdaki düşman zindanının boyutlarına göre Vampir sayısını ayarlayın. 2 veya 3 tanesi yeterli geliyor genelde.
15-20 dakika içerisinde hazırlayabileceğiniz ufak bir Vampir çetesiyle devasa haritaları dize getirebilirsiniz. Ben normal campaign’in son bölümünü bununla 33 dakikada bitirdim. Heart of Gold campaign’in 3. bölümündeki bütün düşman bölgelerini 1 saat içinde sallana sallana bu yöntemle ele geçirdim. Sadece 3 tane Vampir işimi gördü her ikisinde de. Steam Achievement’leri kovalarken sizi acayip hızlandıracak bir yöntemdir.
Bu yöntem yapay zekaya karşı çok işe yarıyor ancak multiplayer map’lerde oyuncular buna önlem alabilecek taktikler bulabilir, ona garanti veremiyorum 🙂
Son Değerlendirme ve Bilgi
Olabildiğince aydınlatıcı ve el kitabı niyetine kullanabileceğiniz bir rehber hazırlamaya çabaladım ve güncel tutmaya, daha verimli hale getirmeye gayret edeceğim.
War for the Overworld’ün henüz ustası değilim, öğrenmem gereken şeyler var bu oyuna dair ve hepsinden iyisi yapımcı firme Brightrock Games bu oyunu güncel tutmak için çabalayan, işini tutkuyla yapan ve Dungeon Keeper hayranlarından oluşan bir ekip. Bence çok tatlılar.
Bu sebeple, rehber siz okuduğunuzda güncelliğini yitirmiş olabilir ve elimde olmayan sebeplerle güncelleyememiş olabilirim. Böyle bir durumla karşılaşırsanız şimdiden kusura bakmayın. Ama bu olmasın diye çaba sarf edeceğim.
Diğer yanda, oyunda yanlış bildiğim ya da sizin daha iyi şekilde bildiğiniz şeyler olabilir. Ekleyip özelden istediğiniz uzunlukta anlatabilirsiniz, sıkılmadan okurum ve beraber rehberin üzerinde tartışabiliriz. Rehberi geliştirmeme yardımcı olursanız çok büyük günaha girersiniz. Kötüyüz ya hani… sevaba değil günaha giriyorsunuz ondan… hehehe… nasıl şaka? bence kötü. bak yine şaka yaptım… Çok uzun değilse yorumlara da yazabilirsiniz, takip edeceğim. Yazın yani, şaka yapmiycam söz. 👹
Dungeon Keeper benim çocukluk oyunum. Daha ilkokula başlamamıştım zindan yönetmeye başladığımda. Bu yüzden benim için gerçekten çok değerli bir oyun. Dungeon Keeper 3 projesi iptal edildiği için çok fazla üzülmüştüm. Çünkü benim için ortalama bir video oyunundan çok daha fazlasını ifade ediyordu, hala ediyor.
War for the Overworld, Dungeon Keeper 3 niyetine yine Dungeon Keeper hayranları tarafından çıkartılmış ve oyunun özüne sadık kalarak yaratılmış bir oyun olduğu için çok sevdim ve topluluğa bir şeyler katmak için bu rehberi hazırladım ben de işte.
Umarım War for the Overworld, eskiye sadık kalan ama muhteşem yenilikler eklediği yoluna aynı güzellikle devam eder ve bir seri olarak oynayabiliriz.
Rehberde Türkçe’yi yanlış kullandığımı düşündüğünüz, kelime hatası, anlatım bozukluğu, noktalama işareti eksikliği gördüğünüz yerleri yine bana yazabilirsiniz. Düzeltmeye çalışırım. Bilin ki istemeden olmuştur, elimden geldiğince özendim.
Rehberde gördüğünüz bütün görseller, bütün kurgular, hikayeler, tasarımlar Brightrock Games’e aittir ve onların izni olmadan ticari amaçlarla kullanılamaz. Bunu da yazalım, kimse telif hakkı ihlaliyle uğraşmasın. Rehberin kendisini yalnızca bilgiyi yaymak amaçlı herhangi bir yerde çoğaltmak istiyorsanız beni referans vermek koşuluyla çoğaltabilirsiniz, hatta keşke yapsanız ben çok sevinirdim…
Herkese iyi eğlenceler!
When night does not give way to day; and children are too scared to play; abandon hope, embrace despair; you are destined for my Dragon’s lair…