The Elder Scrolls Online Guide

The Elder Scrolls Lore: Dwemer / Derin Elfler for The Elder Scrolls Online

The Elder Scrolls Lore: Dwemer / Derin Elfler

Overview

Hangisi daha zekice olurdu; bilimin kisvesiyle yaratıcıları inkar etmek mi, yoksa onları anlamaya çalışmak mı? Zeki olmak ile bilge olmanın arasında ince bir çizgi bile yoktur belki değerli okur zira kimi zekiler toplum tarafından deli sayılanlar olmamış mıdır? Bazı değerli buluşlar, kimi araştırmalara yön verip insan sapkınlıklarını apaçık yazarak düşünmeye iten değerli filozoflar veya aciz yaşamımızı kolaylaştıracak icatları keşfedenler zamanında toplum tarafından deli olarak görünürlerdi. Veya kafir. Bunun için asılanlar vardı.Savaşlarda kullanılan dev robotlar, zıpkın atan örümcekler, ruh cevherleriyle hayat bulan demirler, Numidium veya bir zeplin… Tanrıtanımaz olabilmek için yeterli mi?Daedralardan bahsedip dururken Dwemerları atlamayacağımızı tahmin etmiş olmalısın. Daedralar ile içli dışlı yazıtların bir parçası olmaya layık olan (Dunmerlardan bile) Dwemer’lardan konuşacağız bu sefer. Tabii ki yine sadece ‘bizi’ ilgilendiren taraflarından.

Bu yazıyla ilgili rehberler

**The Elder Scrolls Lore: Varoluşun Kalbi***

**Daedric Rehberi: Boethiah***

– – – – – – – – –

The Elder Scrolls Lore: Yaratılış

Daedric Rehberi: Mephala

Daedric Rehberi: Peryite

Daedric Rehberi: Molag Bal

DWEMER’IN KÖKLERİ

Önceki yazılarda da sana Elder Scrolls evreninin özellikle doğu kültürlerinden ilham aldığından bahsetmiştim. Sümerlerde bunların başında gelenlerden birisi.
Tamriel’de en sık Dwemer harabeleri Morrowind’de bulunur. Bu terk edilmiş Dwemer harabelerinde Dwemer hayaletleriyle karşılaşabilirsin.


(ESO/ Morrowind-Vvardenfell’de Dwemer harabeleri)


(TES: Morrowind / Dwemer hayaleti)

Evet, görünüşleri bizim dünya tarihinden Akadları andırıyor.

(Akadlar)


(Dwemer)

Dwemerların Elder Scrolls’daki tarihleri ise özünde İbrahim kavmi ve Nemrut zamanlarından esinlenilmiştir. Akadların/Elamların, çömlek, madencilik ve seramikle uğraştıkları bilinir. Tarihimizin zengin imparatorluklarından biri. Tıpkı Dwemerlar gibi.

Sümerliler, yükseklerde yer ile göğü bağlayan kutsal bir ağacın varlığına da inanırlardı ve yeri göğe bağlayan bu ağacı temsil eden ve ‘Tanrıdağı’ dedikleri ‘Babil Kulesini’ inşat ettiler.
… Tevrat dışı yazılara göre Kral Nemrut Babil Kulesi ve Yehova’ya karşı duran bir kraldır.


(Nemrut dağı / Adıyaman)


(TES: Skyrim / Dwemer harebesi)

Nemrut bilginin ve zenginliğin kisvesiyle Allah’a kafa tutar. Ayrıca sadist yönüyle de bilinen kral Nemrut çeşitli zalimlikler yapar ve bunlardan zevk alıp resmen kendinden geçerdi. Zaman geçtikçe kendisini Allah sanan Nemrut taşları ve kayaları oydurup büyük tapınakları yaptırır ve içine kendi heykellerini koydurup, halkına baskı yaparak kendisine Allah diye tapmalarını ister.

İslami kaynaklarda İbrahim peygamberi ateşe atan kral olarak bilinir. Fakat refah ve zenginliğin süsleri ile başı dönmüş yüce Nemrut ve onun orduları sonunda Allah’ın gazabına uğrayarak helak olur. Nemrut’un orduları sinek saldırısına uğrar ve hepsi ölür.
Geriye sadece Nemrut kalmıştır ve Allah ibret olması için onu sadece bir sinek ile öldürür.

İslami kaynaklarda Nemrut’un burnuna sinek kaçarak öldüğü anlatılır. Sözde yüce Nemrut zayıf ve küçük bir sinek yüzünden acılar içinde kafasını kendi oydurttuğu taşlara vurarak haftalar, aylar sonra ölebilmiştir.

(TES: Dwemer Tacı)

(Babil Kralı)

Ayrıca Elder Scrolls evreninde her ırkında kendine ait alfabeleri vardır. Bu alfabelerle yazılmış kitaplar ve tomarlar da bulunur. Bütün alfabelerin bir karşılığı var ama elbette sadece ingilizce.
Tüm dillerin çevirisi için: [link]

(Dwemer yazıtları)

(Akadca-Gılgamış)

Bu bilgilerden sonra neden bizim Daedra dersimizde Dwamerlardan bahsettiğimizi anlamışsındır okuyucu. Dwemerların tarihleri Nemrut ile aynı şekilde ilerleyip benzer şekilde sonlanır. Yada sonlandığı sanılır.
Dwemerlar AEDRA’ları (Aedra=Daedra’nın zıttı ışık ve düzeni temsil eder) hiç dikkate almaz, DAEDRA’ları ise kendi işlerinde kullanır ve Daedric Lord’larının kendileriyle ile bizzat dalga geçerler.

Dwemerlar zekice olanı yaptılar ve bilimin kisvesiyle tanrılarla alay ettiler.
Veloth önderliğinde ki Chimer’lar (Dunmer – kara elfler) ise bilgiyle Daedric tanrılarını anladılar. Onları iyi-kötü olarak ayırdılar ve iyi olarak sınıflandırdıkları Daedric tanrılarına taptılar.

Bu iki zıt ırk ne tesadüf ki Daedric tanrılarının mesken tuttuğu yer olan Morrowind’de karşılaştılar. Ve Tamriel’i çok derinlerden etkileyen büyük savaşları ve olayları yaşayıp, yaşattılar.

Yazımın devamına Skyrim’den bir kitabı alıntılayarak başlayacağım değerli okur. TES oyunlarında ‘cüceler’ ile ilgili çok fazla kitap vardır.
Bu kitapların her birisi bize bu isimlerinin telaffuzunun zor olduğu Dwemerlar hakkında önemli lore bilgileri verirler.

Bu kitap Dwemerların Daedric Prensi AZURA ile nasıl alay ettikleri yazar. Bence önemi büyük bir kitaptır.

Azura ve Kutu

*Not: Bu kitapta ismi geçen dwemer NCHYLBAR’dan aşağıdaki ‘Önemli Dwemerlar’ adlı başlıkta kısaca bahsediyorum. Kendisi meşhur bir Dwemer’dır.

— — —

——————————————Dwemer’ın Antik Hikayeleri———————————————

XI. Kısım

Çeviren: Cihan Kuzu[www.crewals.com]

Nchylbar, gençlik macerasından keyif almış ancak bilge olmak için yetişmiş, hayatını gerçeği bulmaya ve hurafeleri dağıtmaya harcamış oldukça yaşlı bir Dwemer idi. Birçok icad yaptı, ismini duyuracak birçok kuram ve mantık yapıları oluşturdu. Ancak dünyanın büyük çoğunluğu onun için hala bir bilinmezdi ve Aedra ve Daedra’nın doğasından daha büyük bir muamma yoktu. Araştırması sırasında birçok tanrının tamamen insanlık tarafından üretilmiş birer uydurmaca olduğu sonucuna ulaştı.

Her halükarda hiçbir şey Nchylbar için İlah gücünün sınırları kadar büyük bir soru değildi. Büyük Varoluşun arkasında tüm dünyanın efendileri mi vardı, yoksa aciz yaratıklara kendi kaderlerini inşaa edecek kuvveti layık görmüşler miydi? Nchylbar kendini yaşamının kıyısında bulduğunda bu son temel gerçeği anlaması gerektiğini hissetti.

Bilgenin tanıdıkları arasında Athynic isminde bir Chimer Rahibi vardı. Rahip, Bthalag-Zturamz’ı ziyaret ederken, Nchylbar ona İlah gücünün doğasını bulma niyetinden bahsetti. Athynic dehşete düşmüştü ve dostuna bu büyük gizemi kırmaya çalışmaması için yalvardı, ancak Nchylbar kararlıydı. Sonunda rahip dostuna olan sevgisinden ötürü ona yardım etmeyi kabul etti, gerçi bu küfrün doğuracağı sonuçlardan korkuyordu.

Athynic Azura’yı çağırdı. Azura’nın güçlerine iman etmiş rahibin yaptığı olağan ayinlerden sonra Azura, ona, Nchylbar’a ve çağırma odasına girmiş ve büyük bir kutu taşımakta olan bir düzine öğrencisine zarar vermemeyi kabul etti.

“Topraklarımızda seni gördüğümüz üzere, Azura, sen Alacakaranlığın ve Şafağın ve içlerinde barındırdıkları gizemlerin tanrıçasısın” dedi Nchylbar, nazik ve olabildiğince yağcılık yaparak. “Denir ki irfanın sorgulanamaz”.

“Öyledir” gülümsedi Daedra.

“Örneğin, bu tahta kutunun içinde ne olduğunu bilirsin” dedi Nchylbar.

Azura kaşları çatık Athynic’e döndü. Rahip hemen açıklamaya girişti, “Tanrıçam, bu Dwemer oldukça bilge ve saygı duyulan bir adamdır. İnanın bana, lütfen, amacımız yüceliğinizi sorgulamak değil, yalnızca bu bilim adamına ve diğer şüphecilere göstermektir”

“Eğer gücümü Dwemer ırkının anlaması için gösterecek olursam benden istediğinizden çok daha büyük etki bırakır” diye kükredi Azura ve Nchylbar’ın gözlerinin içine bakacak şekilde ona döndü. “Kutuda kırmızı yapraklı bir çiçek var”

Nchylbar ne gülümsedi ne de kaşlarını çattı. Yalnızca kutuyu açtı ve boş olduğunu gösterdi.

Öğrenciler Azura’ya bakmak için döndüklerinde, o gitmişti. Yalnızca Athynic Tanrıçanın yok olmadan önceki ifadesini görebilmişti ve konuşamadı, titriyordu. Lanete tutulmuştu, bunu biliyordu gerçekten, ancak daha acımasız olanı ilah gücünün gösterdiği bilgiydi. Nchylbar’da solgun görünüyordu, ayaklarının üzerinde zor duruyor gibiydi, ancak yüzü korkuyla değil kutsamayla parlıyordu. Dwemer’in yüzündeki, şüphelendiği tek gerçeği bulmanın mutluluğuna dair gülümsemeydi.

Odadan çıktıklarında iki öğrencisi onu destekledi ve iki tanesi de rahibi.

“Yıllar boyu çalıştım, sayısız deney gerçekleştirdim, kendim bin farklı dil öğrettim ve gerçek bana nihayet gösterdi ki ben aciz, genç, yalnızca kendini doyurmaya yetecek kadar altına sahip olmaya çalışan bir adamdan başka bir şey değilim.” diye fısıldadı bilge. Üst kata yatağına kadar eşlik edildi, büyük cüppesinin kolundan kırmızı bir taç yaprağı düştü. Nchylbar o gece son nefesini verdi, ‘bilginin’ verdiği bir hoşnutluk portresi çizerek.

————————

Yayımcı Notu:

Bu, orjinali açıkça Dwemer’ya ait olan bir hikayedir. Yine bazı sözcükler Aldmeris çevirisinde bir miktar farklılık göstermektedir, ancak hikayenin özü aynıdır. Kara Elflerde Nchylbar hakkında benzer bir hikayeye sahiptir, ancak Kara Elf uyarlamasında Azura hileyi anlayarak soruya cevap vermekten kaçınır. Dwemer’yı şüpheciliğinden dolayı katleder ve Kara Elfi küfründen ötürü lanetler.

Aldmeris uyarlamasında, Azura boş bir kutu ile değil, içinde safir olan fakat sonradan bir şekilde boşalan bir kutuyla kandırılmıştır. Tabii ki Aldmeris uyarlaması orjinal Dwemer versiyonuna bir miktar daha yakın olduğundan anlaşılması daha zordur. Belki de bu “sahne büyüsü” açıklaması Gor Felim tarafından eklenmiştir çünkü Felim’in kendi tecrübelerine göre böyle numaralar büyücüler için mümkün değildir.

“Marobar Sul”, Nchylbar karakterini bile bir kenara bırakmış ve “Dwemer” meziyetlerini temsil etmektedir. Şüpheciliği Aldmeris uyarlamasındaki kadar kesin olmamakla birlikte, Dwemer ve isimsiz aciz rahip evine gelen lanet ile ünlüdür.

Tanrıların gerçek doğası nedir ve Dwemer onlar hakkında ne kadar doğru ya da yanlış bilinmez ancak bu hikaye cücelerin neden Tamriel üzerinden kaybolduğunu açıklayabilir. Nchylbar ve yandaşları her ne kadar Aedra ve Daedra ile alay etme niyetinde olmamış olsalarda şüphecilikleri İlahları gücendirmiştir.

Önemli Dwemerlar


(Temsili çizim)

Tamriel’de – hatta belki de Nirn’de bir kaç önemli Dwemer vardır. Bunlardan bazıları bu evrende ‘zamanı’ şekillendiren olaylar silsilesine neden olmuştur desem abartılı olmaz.

    • LORD KAGRENACLorkhan‘ın Kalbi üzerine araştırma ve deney yapma projesini yöneten Baş Rahip ve Baş Tonal Mimar . O Numidium‘un yapımını emretti ve bizzat kendisi onun yapımda çalıştı. Keening (keskinodak), Sunder (Güçkoparan) ve Wraithguard (Ruhmuhafızı) aletlerini üretti Kagrenac. Bunlar Lorkhan’ın Kalbine ulaşmak için tamamlayıcı özelliktedir (bu eserleri aşağıda açıklayacağım). Bu eşsiz parçaları Kagrenac en kusursuz ocaklarda dövüp en gizemli Dwemer tılsımlarıyla işlemiştir. Bu parçalar gücünü Kızıl Dağ’ın altında yatan Lorkhan’ın Kalbinden alıyordu.


(Dwemer Kagrenac’ın öğretilerini açıklayan tasarımlardan biri)


TES: Skyrim / Keening (Güç koparan) Keening Wraithguard ile takılmazsa kuşanmış kişiyi öldürebilir diye biliniyordu. Eğer Keening’i kullanacaksa o kişinin Wraithguard’ı da giymesi gerekiyordu. Fakat, The Elder Scrolls V: Skyrim oyununda son Ejderdoğan(yani sen), Keening’i Wraithguard’ı takmadan kullanmıştır, ve ölmemiştir. Bunun nedeni bilinmese de, muhtemelen ejderkanı taşıdığı içindir.
Ayrıca The Elder Scrolls III: Morrowind’de bu hançeri ana görevde Dagoth Ur’u yenmek için kullandın


(TES: Morrowind / Dagoth’Ur)

*Dagoth’Ur, Voryn Dagoth ve Sharmat adıyla da bilinir, Red Mountain(Kızıl Dağ)’in altında akrabaları ve Ash vampirleri ile yaşamıştır – ki bu Ash vampirleri meşhurdur ve sonraki yıllar Dagoth bu vampirler ile Vivec City’e bir çok kez saldırmıştır.
Ayrıca Dagoth’Ur, Dagoth hanesinin yüce konseyinin ölümsüz lordudur.

Dagoth ölümlüyken Vivec, Almalexia, Sotha Sil ve liderleri Lord İndoril Nerevar ile birlikte Lorkhan’ın kalbi hakkında bilgi sahibi olan birkaç kişiden biriydi.

Yukarıda bahsettiğim Chimer ve Dwemerın barış çağı sıralarında Dagoth’Ur, Dwemer yüce rahibi Kagrenac’ın Chimerlerin aleyhine özel aletler (Keening, Sunder, Wraithguard) ile Lorkhan’ın kalbinin gücünü kullanarak mekanik bir tanrı olacak olan Numidium’u yaratmak için planlar yaptığını Nerevar‘a söylemiştir. Ve Nerevar bundan emin olmak için Azura’ya danışır ve Azura Dagoth’un bu iddiasını doğruladığında, Chimerler Dwemerleri durdurmak için tekrar savaş ilan etmiştir.)

Keening “Keening’s Sting” adlı eşsiz bir tılsıma sahiptir. Bu tılsım; düşmana her vuruşta Can, Efsun ve Kuvvet emer. Eh, ben eşsiz diyorum fakat cahil biri için bu ‘eşisizlik’ bir anlam ifade etmiyordur her halde? Normalde bir eşyaya iki den fazla tılsım yapamazsın. Hatta iki tılsım yapmak bile hiçte kolay değildir. Keening’de ise üç tılsım vardır…
Diğer tılsımlı nesnelere göre Keening bir soul gem ile doldurulamaz. Tılsımı sonsuz kere kullanılabilinir. Fakat olur da tılsımı biterse tekrar doldurulamaz, bu da onu sadece 1 kerelik tılsımlanmış yapıyor.

Skyrim’de bu hançeri elde etmek istiyorsan College of Winterhold’daki (Kışhisar Koleji) Arniel’s Endeavor (Arniel’in Çalışması) adlı görevi açabilmen lazım. Bu görevi yaparken yolun belki ona düşer… Ha ha sakın ola ulaşması basit bir görev sanma okuyucu, eminim böyle bir görevin olduğunu bile bilmiyorsun!


(TES: Skyrim / College Of Winterhold – Arniel Gane)

Aslında sana bu görev ile ilgili önemli bir şeyler söylemek istiyorum fakat bu spoiler. Arniel’in görevi hakkında spoiler;

Arniel’in görevi 4 aşamalı uzun bir görev. Ancak bu görevde Keening’den daha önemli bir şey varsa, o da Dwemerların gizemli yok oluşunu araştıran Arniel’inde görevin sonunda yok olamasıdır.

Görevler sırasında Arniel bizden özel bir ruh cevheri bulmamızı istemiştir. Ancak görevin sonunda Arniel Keening ile ruh taşına vurur ve aniden ortadan yok olur.
Muhtemelen kendisi ruh cevherinin içine hapsolmuş olabilir fakat bundan emin değiliz. Çünkü görevin sonunda kazandığımız bir kara büyü ile Arniel’in gölgesini-ruhunu yanımıza çağırabiliyoruz.
Ruh cevherine hapsolmuş bir ruh cevherin dışına çıkarılamaz.

Kagrenac’ın Lorkhan’ın kalbi için tasarladığı eserlerin Dwemerların yok olmasının bir parçası olduğundan aslında bu görevde emin olabiliriz… Yine onlarca mantıklı teorinin içinden biri.
Yani belkide bu ‘yokoluş’ kasıtlı olabilir.

Keening’in ile ruh cevherinin temasında nasıl ki Arniel ortadan kaybolmuşsa; tüm Dwemerlar’da Lorkhan’ın boyutuna yani gerçekten tanrıların boyutuna geçmiş olabilirler. Sıradan bir insan hiç bir sihir olmadan Keening ile ruh cevherine vuruyor ve yok oluyor, bunu Dwemer mimarlarının bütün tamamlayıcı aletleri ile Lorkhan’nın kalbine uyguladığında belkide çok dahası fazlası oldu.
Yada tıpkı bir ruh cevrerine sonsuza tek sıkışıp kalmak gibi onlarda Lorkhan’ın kalbine sıkışıp kaldılar… Kim bilir.

Yada Arniel diğer parçaları olmadan Keening’i kullandığı için aniden toz oldu…

Aslında burada kesin olan bir şey varsa o da Dwemerların gizemli yok oluşuna artık birde Arniel’in eklenmiş olması.

– –


Wraithguard (Ruhmuhafızı), The Elder Scrolls III: Morrowind oyununda eşi benzeri olmayan bir eldivendir. Son derece güçlü bir Dwemer eseridir, Kagrenac’in yarattığı ve dinle alakası olmayan parçalardan biridir. Yani bu parçalar kesinlikle tanrıların onaylayacağı şeylerden biri değildir. Oyundaki en güçlü zırh parçalarından biridir.

Lorkhan’ın Kalbine dokunacakların tanrısal güçleri elde etmesine yarar. Yani kalbe dokunabilmek için bu eldiven gereklidir. Tribunal ve Dagoth’Ur tarafından da kullanılmıştır. Dwemer’ların kaybolması olayında bu eldivenin büyük rol oynadığına inanılır.

Bu eldiven, Keening ve Sunder’in kuşanılması için gereklidir. Wraithguard olmadan, bu doğal olmayan güçten kuşanan kişiyi çabucak öldürür.

The Elder Scrolls V: Skyrim oyununda Dragonborn, Wraithguard olmadan Keening’i kuşanmış ve ölmemiştir.

– –


Sunder (Güçkoparan), Lord Kagrenac tarafından yaratılmış efsanevi bir Dwemer balyozudur. Keening ve Wraithguard ile birlikte Lorkhan’ın Kalbinin gücünü kullanmak için gereklidir. Hakkında pek fazla bilgi yoktur.

Bütün parçalar (Wraithguard, Sunder ve Keening) Kızıl Dağ Savaşı’nda ALMSIVI’nin (Tribunal) eline geçmiştir. Sonradan Sunder, Keening ile birlikte Üçüncü Çağ’da Lorkhan’ın Kalbine yolculukta kaybolmuştur.

The Elder Scrolls III: Morrowind oyununda Sunder, Dagoth’Ur’u yenmek için gereken eserlerden biridir. Ayrıca The Elder Scrolls V: Skyrim oyununda Arniel Gane, Keening’den bahsederken Sunder’den de ayrıca bahsetmiştir. Fakat The Elder Scrolls V: Skyrim oyununda Sunder yoktur.

  • Diğer önemli Dwemer; DUMACEn önemli Dwemer’lardan birsidir. Medeni tarihlerin öncesinde Resdayn olarak bilinen Morrowind’deki klanların kralıdır. Dumac, Indoril Nerevar ile birlikte Birinci Konseyin kurulmasına yardım etti.

    Yani Dwemerlar ile Chimer arasında süren acımasız savaşa Kuzeylilerin Morrowind’e gelmesiyle birlikte son verdiler.

    Kral Dumac ile Nerevar bundan sonrada iyi anlaşıp barışı uzun bir süre sürdürseler de bu barış çağı sonsuza kadar sürmedi.
    Kagrenac’ın Lorkhan’nın kalbinde testler yapıp Numidium’u yaratmasının haberinden sonra Chimerlar bu kafirliğe boyun eğmeyerek Kızıl Dağ Savaşı‘nı başlattı.



    (TES: Morrowind/ Dagoth-Ur’un Kalp Odası’ndaki bir kapıda görülen Kral Dumac ve bir b.ok böceğinin oyması)

    — —

    YAGRUM BAGARN – bilinen son yaşayan Dwemerdı. Corprus hastalığı dolayısıyla vücudu şişkin ve rahatsızdır. Tel Fyr’de Kadim Telvanni büyücüsü Divayth Fyr’nin bakımı altında yaşamaktaydı.

    Dwemerların ortadan kayboluşu öncesinde Lord Kagrenac’ın hizmetindeki Usta Tonal Zanaatkârdı. Dwemerların yok oluşu sırasında Yagrum bilinmeyen başka bir boyutta olduğu için kurtulmuştur. O günden beridir de halkını arasa da bir sonuç alamamıştır. Fakat Yagrum, Dwemer halkının öğretilerinin unutulmasını istemiş ve aynı zamanda Tamriel’de yaşamaya devam eden biz diğer ırklar için faydalı bilgiler kaydetmiştir.


    (TES: Morrowind / Yagrum Bagarn)

    — —

    RADAC STUNGNTHUMZ – Nerevarine’nin (TES: Morrowind, yani senin) Trueflame’i büyülemesine yardım eden bir Dwemer hayaleti.


    (TES: Morrowind / Radac Stungnthumz)

    — —

    NCHUNAK – Kagrenac’ın teorilerini öğretmek için birçok şehir ve krallığa giden önemli bir gezgin.

    — —

    BTHUAND MZAHNCH – Kagrenac’ın emrinde çalışan Tonal Mimarlardan biri. Bthuand, Lorkhan‘ın Kalbinin gücüne dokunmanın çok tehlikeli olduğu fikrine karşı çıkanlardan biri. Bazıları Kalbi kullanmanın yan etkileri olacağına inanıyordu, ancak Tonal Mimar yaptığı çalışmalarının öngörülemeyen sonuçlarının ortaya çıkmayacağını savunmuştur.The Egg of Time[elderscrolls.fandom.com] adında önemli bir eseri vardır.

    — —

    NCHYLBAR (Azura hikayesinde geçen Dwemer) – Birçok teoremi keşfeden bir Dwemer profesörü. Büyü ve gizli ilimler araştırmacısı.

    — —

    MZUNCHEND – İlk pimli kilit sistemini icat etti.

LKHAN AE HERMA MORA

Sana burada Dwemerların nasıl yaratıldıklarından veya kültürlerinden bahsetmeyeceğim. Sadece kim olduklarını ve bu evrendeki rollerini anlatacağım. Tabii ki bizi ilgilendiren yani Daedra’lar ile ilgili konularından.
Yine daha fazlası için benim dersimin dışına çıkman lazım.

Elder Scrolls evreninde cücelere verilen isimdir DWEMER. Yani diğer fantezi evrenlerinde Dwarf veya Dwarven olarak geçen ırk TES’da Dwemer’dir.

Bu ismi almalarının nedeni aslında TES’da cüceler de bir elf ırkıdır. Ve bu evrende elfler için MER denilir. Mer’ler akrabaları olan ama dağları delip yer altında yaşayan bu ırk için DWE-MER yani DERİN ELFLER demiştir.

Dwemer (/dwɛ.məɹ/ dwem-mer, /dweɪ.məɹ/ dway-mer yada /dwi.məɹ/ dwee-mer)

Eh, yine de bazı cahil Tamrielic insanlarının onlara cüceler dediğini görebilirsin.
Ayrıca aslında Dwemerların boyları kısa değil, hatta bir insan ile neredeyse aynı boyda fakat bir elften kısadır.

(TES: Morrowind / Dwemer Radac Stungnthumz)


(Tonal Mimar Bthuand Mzahnch; Lorkhan’ın Kalbinde deneyler yapmayı yanlış bulmayan bir Dwemer araştırmacısı)

Dwemerlar Veloth önderliğindeki Chimer kabilesinin Morrowind’e gelmeden önce orada yaşayan, Morrowind’in yerli ırkıdır. Aslında Tamriel’in her yerini gezmiş olan bu ırk Morrowind’in Kızıl Dağı’nı (Red Mountain) gördüklerinde burayı ana vatanı ilan etmişlerdir. Çünkü yanardağın çıkardığı lavlar Dwemerların teknoloji gelişiminde olmazsa olmazı olacaktır.

(ESO/ Morrowind-Vvardenfell’de Dwemer harabeleri)

Dwemerlar çalışkan ve zeki bir ırktır. Tamriel’in diğer ırkları daha demir nedir bilmezken onlar demiri ve taşı işlemeyi keşfetmiş, büyük yeraltı şehirleri kurup demirden ordulara hükmetmeye başlamışlardı. Büyü ilimde de muazzam başarılı olan bu ırk ruh cevherleri ile cansız bir çok şeye can katmıştır.
Aslında özellikle Elder Scroll Online’daki Dwemer tasarımlarına bakarsak Elder Scrolls evreninin soyu tükenmiş steampunk ırkı diyebiliriz kendilerine.

(TES: Skyrim / Solstheim’de düşmüş Dwemer Zeplini)

(TES: Morrowind / Dwemer Zeplini)

Dwemerlar AEDRA’ları hiç dikkate almayan, DAEDRIC’ tanrılarının ise kendileriyle ile de dalga geçen bir ırktır. Yani değerli okur ben bu ırkı kaba bir biçimde özetlersem; ‘Dinsiz imansız, kendini bilime ve teknolojiye adamış tipler’ olarak özetlerdim.
Dwemerlar çoğunlukla gece gündüz demeden daedra çağırıp onlardan gizli ilimler öğrenir veya kendi işlerinde kullanırlardı.

Bir süre sonra Morrowind’e göç eden Chimer (Dunmer-kara elfler) ırkı ile iyi anlaşamamış ve uzun yıllar süren çetin savaşlar vermişlerdir. Ara sıra barış yapmış olsalar da bu savaşlar TES lore/unda büyük rol oynarlar.

Savaşın nedeni ise Daedralara tapan Veloth önderliğinde ki Chimer’ların, Dwemer araştırmalarını kafirlik olarak görmeleridir. Dwemerlar tanrılara saygısızlık yaparlar, bilim ve teknolojileriyle tanrılara kafa tutarlar.
Dünyanın ilkel yasalarıyla yaşayıp, teknolojiye kafirlik olarak bakan gaddar şeriatçı Dunmer ırkı, tam zıttı olan Dwemerlar ile çağlar boyu süren savaşlar yaşamıştır.

Dwemerlar, “the war of the first council” diye anılan önemli savaşta Dagoth ailesi ve Nord-Orc birlikleri ile beraber olup Indoril, Hlaalu, Redoran, Dres, Telvanni ailelerinin oluşturduğu ittifaka karşı savaşmışlar; ancak savaşın son safhalarında gizemli bir şekilde Tamriel üzerinden kaybolmuşlardır.

Oyundaki kitaplar, ve bazı karakterler bu kaybolmayı meşhur Dwemer mimarı Kagrenac’ın LORKHAN‘ın kalbini kullanmaya kalkışmasına ve Dwemer’ın genel tanrıtanımazlığına bağlıyor.
Aslında burada yapımcılar bizimle oyun oynuyor olabilirler. Çünkü aynı kalp sonra sırasıyla Dagoth- Ur, Vivec, Sotha Sil, Almalexia hatta Tiber Septim – yani Talos – tarafından kullanılıyor ve onlara hiç bir şey olmuyor.

Dwemerların ortadan kaybolması tam bir gizem. Bunun hakkında onlarca teori var. LORKHAN‘ın kalbi ile evrenin sırlarına mı eriştiler, başka bir aleme mi çekildiler, yoksa tıpkı Vivec ve Tiber Septim gibi hepsi ilahlığa mı yükseldi? Bunların hiç birisini net değil.

Hatta bazıları onların tanrılaştığını ve tüm bu düzenin onların bir düzeneği olduğunu söylerler. Tüm Daedric tanrılarından Magna-Ge lere kadar hepsinin bir Dwemer düzeneği olduğundan bahseden teoriler vardır. Bu teoriler bir yana bırakıp oyunlara bakarsak net bir şey olmasa da bir çok detay bizi farklı yerlere götürür.
Mesela Elder Scrolls Online’ın Western Skyrim genişleme paketinde ki meşhur Blackreach’de dwemer teknolojisi ile çağlar arası gezinen deli bir adama rastlıyoruz.
Kendisinin anlattığına göre zamanın ötesinden günümüze kadar bile gelmiş. Bu görev esnasında Summerset adalarında ki Gryphon’lardan tutun Morrowind yaratıklarına kadar çeşitli düşmanlar yanımıza ışınlanıyor.


(Elder Scrolls Online’da bir Dwemer tasviri)

Belkide Skyrim’de oyunun yükleme ekranlarının bize verdi kısa bilgilerden biri gerçekten doğrudur?
”Dwemer harebelerinde gezinirken dikkatli olun, onlar hala orada olabilirler.”

OGHMA INFINIUM

Skyrim’in ana görevlerini takip ederken Septimus Signus’a rastlıyoruz. Bu deli bilge ömrünü Elder Scrolls’lara (kadim tomarlar) adamış biri. Dolayısıyla da oyunda bize yardımcı olacak bir bunak. Fakat bize yardım etmesi için önce kendisine yardım etmemizi istiyor.
Adamın amacı bulduğu devasa Dwemer küpünü açıp içinde ki kadim bilgiye erişmek. Belli ki Dwemer ırkı her bulmacasında ‘küp’ kullanmayı seven bir ırk.


Bizden istediği şey bütün Mer(elf) ırklarının kanından belli bir miktar toplayıp ona vermek. Altmer, Bosmer, Dunmer, Falmer, Orsimer bu kanların birleşimi Dwemer kanına benzeyecek ve küpü açacak.

Bu konuşmalarda kendisi LORKHAN‘ın kalbinden bahsetse de kutunun içinden çıkan ilim Septimus Signus’u küle çevirir. Kutu Son Ejderdoğan’a (oyuncuya) kalır. Kutunun içinde ise sadece Oghma İnfinium adında bir Kitap vardır.,
Ancak bu kitap okuyanın yeteneklerini maksimum seviyeye çıkartan gizemli ve eşsiz bir kitaptır.

Kitabın dışı bütün ırklardan yüzülmüş birer parça deriyle kaplıdır.


(Oghma Infinium)

Bu kitabın yazarı lore/da bilinmiyor.

Xarxes. Kadimlerin ve Gizli bilgilerin tanrısıdır Xarxes, “Yaşlanmayan” olarak da bilinir. Elf tanrısı Auri-El’in katibidir ve zamanın başlangıcından beri büyük küçük tüm Aldmeri yeteneklerinin izledikleri yolları kaydetmiştir. Xarxes, geçmişindeki en sevdiği anı olarak hatırladığı zamanda kendi eşi Oghma’yı yaratmıştır. Kendisine Altmerler ve Bosmerler tarafından tapılır.

Günü geldiğinde, günümüzün en kudretli Daedric Prensi, kabul edilen Hermaeus Mora Xarxes’e birtakım bilgiler verdiğini fakat onun bilgileri Oghma Infinium’a kaydettiğini iddia eder.
ve Divine katiplerin ağzı sıkı olmasına rağmen Herma Mora’nın karşısında dilleri çözülür ve Xarxes’in sadece kendi tarikatı arasında bilinen ve uzun zaman önce unutulmuş çok eski kadim bir dili korumaya çalıştığını söylemişlerdir…
Hermaeus Mora yada diğer adıyla Herma Mora bilginin, sırların ve gizemli ilimlerin Daedric Prensi’dir. O bu evrenin her bir köşesinde ki saklı ilme ulaşır ve onu alır. Uyanık ol okuyucu! Hatırla. Hermaeus Mora Skyrim oyunundaki Solstheim adasına yaşayan Skaal’ların liderine ejderdoğanı(yani sen) kullanarak bir tuzak kurar. Çünkü o Skaal liderinde Hermaeus Mora’dan sakladığı gizli bir ilim vardı ve bunu kendisi Herma Mora’ya vermemek için direnmişti. Fakat Herma Mora ejderdoğan sayesinde Skaal liderini öldürerek o saklı ilime ulaşıp kendi diyarı Apocrypha’daki (Apokrif) sonsuzca sayıdaki kitaplarının arasına sokmuştu.

Anlıyorsun değil mi? Beni her şeyi açıklamak durumda bırakıyorsun gibi hissediyorum, tembel okuyucu. Yani Herma Mora belkide Skaal liderinden ilim çaldığı gibi, Xarxes’in karısı Oghma’nın gizemlerini de çaldı.

Ayrıca zaten Hermaeus Mora, her zaman Oghma Infinium ile ilişkilendirilmiştir.
Bethesda lore master/larının yazılarından yola çıkarsak şöyle bir şey söyleyebiliriz;
Hermaeus Mora bizzat Oghma Infinium’a kendinden bilgiler vermiş ve büyücü-bilge Xarses’de kaleme almıştır.

O gizli ilimler bir şekilde Dwemer’ın eline geçti ve onu mühürlediler. Mühürleme sebepleri o gizli ilimin tehlikesiydi. Tıpkı Septimus Signus gibi bir çoğu belkide o ilim karşısında kül olup gittiler ve onu mühürlemeye karar verdiler.
Fakat Aziz Alessia ve AKATOSH kanı taşıyan bir Dragonborn(yani oyuncu) o gizli ilimin gücünden etkilenmedi (veya Herma Mora ona dokunmak istemedi – veya dokunamadı).

Ardından Son Ejderdoğan Oghma Infinium’u okuyup Dwemer küpünden çıktıktan sonra Herma Mora yolunu keser. Ve Ejderdoğan’a tüm her şeyin burada bitmediğini ve gelecekte tekrar karşılacaklarını söyleyip gider. Sonrasında Son Ejderdoğan’ın yolu Solstheim’a düşer ve Miraak ile tanışır.

Konuyu çok fazla dağıtmak istemiyorum ama burada farklı teorilerden bahsedilir. Mesela Ejderdoğan o kadar güçlüdür ki o ilimi öğrendiğinde dahi Herma Mora ona bir şey yapamaz yani ilimi Ejderdoğan’dan çalamaz.
Hatta Herma Mora tek başına İlk Ejderdoğan olan Miraak’ı yenemediği için Son Ejderdoğanı (yani oyuncuyu) bir şekilde kendi ayağına çağırır ve Miraak ile yüzleşmesini sağlar. Böylece İlk Ejderdoğan ve Son Ejderdoğan’ın destansı çarpışmasından yorgun çıkan Miraak, yani İlk Ejderdoğan yorgun düştüğünde Herma Mora hemen gelir ve Son Ejderdoğan’ın belkide Miraak’ı affedeceğini tahmin ederek fırsat tanımadan Miraak’ı öldürür.

Keza Dragonborn DLC/si ilk yayınlandığında oyunun dosyalarında ki kodlarda Dragonborn main questinin iki farklı sonla bitirilebileceği çıkmıştı. Birinci sonda Miraak ölüyor, diğer sonda ise Son Ejderdoğan Miraak ölmek üzereyken ona Bend Will Shout’ını (yani irade kırma nidası) söylüyor ve Miraak ölmeyip Son Ejderdoğan’ın tarafına geçiyor.
Fakat diğer son oyundan çıkarılmış. Bazı teorilere göre bunun çıkarılma nedeni TES6’da Son Ejderdoğan’ın Herma Mora tarafına geçeceği için. Ayrıca Miraak’ın yani bir ejderdoğan’ın daha aynı anda aynı çağda olması lore/ada ters düşmüş olacaktı. Çünkü Nirn’ün tarihinde bir çağda bir ejderdoğan olur. Zaten Ejderdoğan’ların neslinin tükenmesi kıyamet alemeti gibi bir şeydir.
Bu; Akatosh’un artık ölümlü dünyasını koruyamadığı, Mundus ile Oblivion’ı ayrı tutan bariyerlerin zayıfladığına işarettir.

İşte sonrasında ne oldu bilmiyoruz. Belkide Son Ejderdoğan(oyuncu) tıpkı İlk Ejderdoğan Miraak gibi Herma Mora’nın ilim dolu sözlerine karşı koyamadı ve onun diğer piyonu oldu. Bunu sadece TES 6 ile öğrenebileceğiz… Ama şu kesin ki, Elder Scrolls evreninde geçen Dragonborn’lar (Ejderdoğan) Daedra veya Aedra fark etmeksizin tüm tanrılardan daha üst bir mertebededir.

Parçaları yerine oturt okuyucu. Söylediğim gibi bu evrende her şey bir biri ile bağlıdır. Hatırla. Gizlenmedikçe ortaya çıkmaz gizler.

… Ayrıca Oghma Infinium’un tılsımlı yazıtlarından birisine baktığımızda Cyrodiil /
İmperial City’e benzediğini göreceğiz.

Evet, Oghma Infinium’un tılsımlı çizimi Imperial City’ye benziyor, Imperial City ise Mundus’a benziyor. Bu konunun ucu Ayleidlere kadar varıyor değerli okur. Burada konuyu daha fazla dallandırmadan önce seni yine Bethesda lore master/larının arasına yönlendirmeliyim;

[link]

Zira İmperial City’nin mimarları ve ilk sahipleri aslında Ayleidlerdir; nesli tükenmiş Ayleidler ise astrolojiye önem veren bir ırktır.

** Ayleidler; ilk elfler / elflerin atası olarak bilinen ALDMER‘ların daedra yasaklarından bunalıp Summerset adalarından göç eden başka bir elf ırkıdır. Ayleidler Tamriel’e, günümüz Cyrodiil topraklarına göç ettiler.
Gaddarca insanları (Nord ve Nede ırklarını) kendilerine köle olarak kullanıp uzun süre Cyrodiil’e hükmettiler. Fakat bir gün Alessia (Aziz Alessia) adında bir köle isyan çıkartmıştır… kanlı geçen zamanlar sonucunda Cyrodiil’e insanlar hükmeder.
Ve böylece IMPERIAL ırkının ilk tohumları atılmış olur…

AE ALTADOON GHARTOK PADHOME

Kızıl Dağ Savaşı (Battle of Red Mountain) sırasında Dwemerların LORKHAN‘ın kalbi üzerindeki testleri başka bir Ejder Kırılması’na neden olmuştur. **Önceki yazılarımda da bahsettiğim Ejder Kırılması hakkında bilgin yoksa buraya[wiki.elderscrollsturk.com] bakmalısın (TES TÜRK) erinme ve dikkatlice oku, ölümlü. Sana her şeyi yazmamı bekleme.**

Veya :

Bu olayı kısaca açıklamak gerekirse; zaman kırılır ve yaşanmış bir olay farklı anlarda farklı şekilde yaşanır. Veya yaşanmış bir olay yaşanmamış veya yaşanacak veya yaşanılmış ve bitmiş bile olabilir. Buna ‘ejder kırılması’ denilir. İyi ama neden zaman kırılması değil de ejder kırılması deniyor buna yahu?
Çünkü değerli okur Elder Scrolls’da Zaman Auri’El/Akatosh ile ilişkilendirilir. Çünkü Auri’El/Akatosh Zaman’ın yaratıcısıdır ve Auri’el/Akatosh Ejder formunda görünmüştür (TES: Oblivion)
Yani Ejder Kırılması denilen olay aslında ‘Zaman Kırılması’ dır.

Nasıl ki kırık bir ayna ışığı birden fazla ışık hüzmesi olarak yansıtır; Ejder Kırılması yaşandığı sırada da tüm evrenin o anki ‘zamanı’ birden fazla şekilde işlenir.

Bu yüzden çoğu kişi ”Elder Scrolls’da her şey yaşanmış olabilir veya yaşanmamış hatta yaşanmıyor bile olabilir” der.

Fakat TES lore master/ları çok akıllıca bir lore yazarak kendilerine hikayeyi istedikleri şekilde işleyebilme şansı veriyorlar. Bu ejder kırılması’nın aslında lore/da oluşabilecek bazı açıkları-çakışmaları kapatmak için yazılmış olması muhtemeldir.

… Konuya dönersek, Kızıl Dağ Savaşı sırasında Ejder Kırılmasının yaşandığı o ana, ‘Kızıl An’ (Red Moment) denilir.
Kızıl Dağ Savaşı’nda o anda orada olan Wulfharth Ejder Kırılmasının gerçekleştiğini anlayan ilk kişilerden olmuştur.

ve Wulfharth şunları söylemiştir;

”Gerçekte nerede olduğunuzu görmüyor musunuz? Shor’un gerçekte kim olduğunu bilmiyor musunuz? Bu savaşın ne olduğunu bilmiyor musunuz?”

*Kuzeyliler Lorkhan‘a Shor derler. Çünkü Lorkhan‘ı insanlığın yaratıcısı olarak görürler… Bunları sana önceden de söylemiştim, değil mi?

Skyrim’de Kral Wulfharth’ın Beş Şarkısı isimli kitapta bu sözün aslında ne demek istediği anlatılıyor. Kitapta geçen ”Kül Kral Wulfharth’ın Gizli Şarkısı” isimli bölüm aslında kırılma gerçeğini anlatmaktadır.

Anlayışsız gözler için belkide karmaşadan ibaret bu yazıyı Kızıl Dağ Savaşı‘nın anlatıldığı kitabı alıntılayarak bitiriyorum.

Bu kitabı okumadan geçme.

Eğer; Lorkhan-Shor, Akatosh, Nerevar, Vivec, Almalexia, Sotha Sil, Dwemer generali Dumac, Dwemer Kagrenac, Chimer Dagoth Ur, Ysgramor, Zurin Arctus, Tiber Septim gibi gibi TES’ın önemli karakterlerini hala bilmiyorsan dön ve yazdıklarıma tekrar göz gezdir. Veya kendin araştır değerli okur.
İnternet üzerinden hepsi hakkında kısa ve öz bilgilere kolaylıkla ulaşabilirsin, dahasını merak edip daha iyi anlamak içinse dönüp tekrar bu yazıları okuyabilirsin.

Çünkü diğer The Elder Scrolls oyunlarını oynamamış ve bu kişiler ile tanışmamış isen karakterlerin zihnine oturması gayet zordur. Dolayısıyla önemli karakterlerini sadece okumakla tanıyamayacağın bu evrede bir çok konunun hafızanda yer etmesi zor olabilir.

Kitapta anlatılanlar Vivec tarafındandır. Özünde Dwemer’ların neden olduğu olaylar silsilesini daha net anlayabilmen için okumanı öneririm.

Ayrıca yazının sonuna kadar gelebilmiş bilgiye aç bir okur isen ‘Kral Wulfharth’ın Beş Şarkısı[www.crewals.com]‘ nı da okumaktan mahrum kalma.

AE ALTADOON GHARTOK PADHOME

KIZIL DAĞ SAVAŞI

Çeviren: Alp Sezer Orak[www.crewals.com]

Aşağıdaki Lord Vivec’in sözlerinin bir kopyasıdır, karşıt görüşlü bir keşişe, Kızıl Dağ Savaşı ve Nerevarine kehanetlerini çevreleyen Ashlander gelenekleri ile Vivec ile yüzleşmiş Malur Omayn’a ve Karşıt görüşlü keşişi sorgulayan Vivec’e katılan isimsiz Soruşturma Hakimlerine hitap edilmiştir.

————————

Uzak geçmişin olaylarını kim açıkça hatırlayabilir ki. Ama benden anlatmamı istediniz, kendi sözlerimle, Kızıl Dağ savaşını, Tribunal’ın doğuşunu ve yeniden doğmuş Nerevar kehanetlerini çevreleyen olayları. İşte size söyleyebileceklerim.

Chimer’in göçebe atalarının sürülerini ve çadırlarını ilk kez terk ettiği ve ilk Büyük Evleri inşa ettiği zaman, Daedra’yı seviyorduk ve onlara tanrılar gibi tapıyorduk. Ancak kardeşlerimiz Dwemerlar, Daedra’yı küçümseyerek aptalca, ayinlerimiz ile alay ettiler ve bunun yerine kendi Akıl ve Mantık tanrılarını tercih ettiler. Chimer ve Dwemer her zaman acı bir savaş halindelerdi, ta ki Kuzeyliler gelip Resdayn(Morrowind)’ı işgal edene kadar. Ancak ondan sonra Chimer ve Dwemer anlaşmazlıklarını kenara bıraktı ve işgalcileri uzaklaştırmak için birleşti

Kuzeyliler uzaklaştırıldıktan sonra, Chimerlerden General Nerevar ve Dwemerlerdan General Dumac, artık birbirlerine saygı ve sevgi beslemeye başlamışlardı, insanları arasında da barış yapma kararı aldılar. O zamanlar ben, Nerevar’ın genç bir danışmanından başka bir şey değildim. Chimer ve Dwemer arasındaki acı çekişmeler yüzünden, Nerevar’ın kraliçesi Almalexia ve onun diğer favori danışmanı Sotha Sil, her zaman böyle bir barışın uzun sürebileceğinden şüphe duymuşlardı. Ancak görüşme ve uzlaşma ile Nerevar ve Dumac bir şekilde kırılgan bir barışı korumayı sağladılar.

Ancak, Dagoth Hanesinin Lordu ve hem Nerevar’ın hem de Dwemer’in güvenilir dostu Dagoth Ur, bize Dwemer’in Yüksek Mühendisi Kagrenac’ın Lorkhan Kalbi’ni keşfettiğini, güçlerini nasıl kullanacağını öğrendiğini ve bununla Chimer inancıyla alay eden yeni bir tanrı, korkunç bir silah inşa ettiği hakkında kanıtlar gösterdi. Hepimiz Nerevar’ı, Chimer inançlarına ve güvenliğine olan bu tehditi yok etmek için cücelere karşı bir savaş başlatması için zorladık. Nerevar sıkıntılıydı. Dumac’a gitti ve Dagoth Ur’un dediklerinin doğru olup olmadığını sordu. Ancak Kagrenac bunu büyük bir hakaret olarak gördü ve Nerevar’a “kim olduğunu sanıyorsun, Dwemer’in işlerini yargılayarak haddini aşmaktasın” dedi.

Nerevar daha da sıkıntılı olmuştu. Holoyan’a, Azura’ın kutsal tapınağına uzun bir yolculuk yaptı ve Azura Dagoth Ur’un söylediklerinin hepsinin gerçekten de doğru olduğunu onayladı ve Dwemer’in “Yeni Tanrı” eserinin ne pahasına olursa olsun engellenmesi gerektiğini söyledi. Nerevar’ın geri dönüp bize tanrıçanın dediklerini anlattığı zaman, kararımızın onaylandığını hissettik ve tekrar savaş önerdik, Nerevar’ı arkadaşlığa olan saf güveni yüzünden azarladık ve Nerevar’ın Chimer’in inancını ve güvenliğini dinsiz ve tehlikeli bir şekilde hırslı Dwemerlara karşı korumak görevini hatırlattık.

Nerevar Vvardenfell’e son bir kez gitti, görüşmelerin ve tavizlerin bir kez daha barışı koruyabileceğini umarak. Ama bu kez, arkadaş Nerevar ve Dumac acı acı çekişti ve sonuç olarak, Chimer ve Dwemerlar savaşa gitti.

Dwemerlar Kızıl Dağ’daki hisarlarında iyi korunuyorlardı. Ancak Nerevar’ın kurnazlığı, Dumac’ın ordularının çoğunu açıklığa çekti ve onları orda sıkıştırdı. Bu sırada Nerevar, Dagoth Ur ve küçük bir grup arkadaşı gizlice Ana Oda’ya girebildi. Orada, Chimer kralı Nerevar, Cüce Kralı Dumac ile karşılaştı ve ikisi de ağır yaralar ve tükenmiş büyüler ile çöktü. Dumac düştükten ve Dagoth Ur ve diğerleri tarafından yakalandıktan sonra, Kagrenac eşyalarını “Kalbe” doğru çevirdi. Nerevar’ın söylediğine göre, Kagrenac ve diğer Dwemer kardeşlerinin bir anda dünyadan kayboldu. O anda, her yerdeki Dwemerlar bir iz bile bırakmadan kayboldu. Ama Kagrenac’ın eşyaları kaldı ve Dagoth Ur onlara el koyarak Nerevar’a taşıdı. Dedi ki, “O aptal Kagrenac kendi insanlarını bu şeylerle yok etti. Yanlış ellere düşmesinler diye bunları yok etmeliyiz, hemen.”

Ancak Nerevar kraliçesiyle (Almalexia) ve savaşın geldiğini önceden gören generalleriyle ve bir daha yok saymayacağı konseye danışmakta kararlıydı. “Tribunal’a onlarla ne yapmamız gerektiğini soracağım, geçmişte benim sahip olmadığım bilgeliğe sahip oldukları için. Burada kal, sadık Dagoth Ur, ben dönene kadar.” dedi.

Daha sonra Nerevar onu beklediğimiz Kızıl Dağ’ın yamaçlarına taşındı ve bize Kızıl Dağ’ın altında neler yaşandığını anlattı. Nerevar’ın söyledikleri Dwemer’in özel eşyalar kullanıp kendi insanlarını ölümsüze çevirdiği ve Lorkhan kalbinin inanılmaz güçler tuttuğuydu. [Sadece daha sonra başkalarının Dagoth Ur’un Dwemer’in yok edildiğini, ölümsüz hale gelmediklerini düşündüğünü onayladı. Ve kimse orada gerçekten ne olduğunu bilmiyor.]

Nerevar’ı dinledikten sonra, ona, istediği gibi, akıl verdik, “Bu eşyaları Chimer insanlarının refahına bir güvence olarak tutmalıyız. Ve kim bilir, belki de Dwemerlar sonsuza kadar gitmemişlerdir, ancak sadece uzak bir bölgeye ışınlanmışlardır ve bir gün dönüp güvenliğimizi tekrar tehdit edebilirler. Bu yüzden, bu eşyaları tutmamız gerekiyor, onlar üzerinde ve prensiplerinde çalışmak için, böylece gelecek nesillerde güvenli olabiliriz.” diye teklif ettik.

Ve Nerevar’ın ağır kuşkularına rağmen, konsey tarafından yönetilmeye istekliydi, bir şart altında: Bu eşyaları Dwemer’in yapmaya yeltendiği saygısız şekillerde kullanmayacağımıza, hep birlikte, Azura üzerine kutsal yemin etmemiz gerekiyordu Kolayca kabul ettik ve Nerevar’ın emirleri yönünde kutsal yeminler ettik.

Daha sonra Nerevar ile Kızıl Dağ’a geri döndük ve Dagoth Ur ile karşılaştık. Dagoth Ur eşyaları bize vermeyi reddetti, tehlikeli olduklarını söyledi ve onlara dokunamayacağımızı. Dagoth Ur mantıksız görünüyordu, bu eşyalar ile sadece ona güvenilebileceğinde ısrar ediyordu ve biz de onun bir şekilde eşyalara dokunmasından etkilendiğini tahmin ettik, ancak şu an eminim ki, o gizlice eşyaların gücünü öğrenmişti ve onları kendine saklamaya karar vermişti. Sonra Nerevar ve korumamız eşyaları almak için güç kullanmaya başvurdu. Bir şekilde Dagoth Ur ve hizmetlileri kaçtı, ancak eşyaları alabildik ve onları koruması için Sotha Sil’e emanet ettik.

Birkaç yıl Nerevar ile Azura’ya ettiğimiz yemini tuttuk ama bu zaman içinde gizlice, Sotha Sil eşyalar üzerinde çalışmış ve gizemlerini öğrenmiş olmalıydı. Ve sonunda yeni bir barış dünyasından görüntülerle geldi, soylulara adalet ve onur, halkın ise sağlıklı ve varlıklı olduğu ve Tribunal’ın ise ölümsüz koruyucular ve Alimler olduğu. Ve kendimizi bu daha iyi dünya görüntüsüne kaptırarak, Kızıl Dağ’a yolculuk ettik ve Kagrenac’ın eşyaları ile kendimizi dönüştürdük.

Ve ayinimizi bitirip yeni güçlerimizi keşfetmeye başlarken, Daedra Lordu Azura belirdi ve çiğnediğimiz yeminimizden dolayı bizi lanetledi. Kehanet güçleri ile bize şampiyonunun, yeminine sadık Neravar’ın, geri dönüp hainliğimiz yüzünden bizi cezalandıracağını söyledi ve böyle saygısız bir bilginin tanrıların iradesine karşı gelmek ve alay etmek için bir daha asla kullanılamayacağını temin etti. Ancak Sotha Sil ona,
“Eski Tanrılar zalim ve gaddarlar ve Elflerin umutlarından ve korkularından uzaklar. Yaşınız geçiyor. Biz yeni Tanrılarız, etten doğduk ve insanlarımızın ihtiyaçlarına kulak verecek kadar bilgeyiz. Tehditlerin ve azarların sende kalsın, dönek ruh. Biz cesur ve yeniyiz ve senden korkmayacağız.” dedi.

Ve sonra, o anda, bütün Chimerler Dunmer’e dönüştü, derimiz soldu ve gözlerimiz ateşe döndü. Tabii ki, bunu sadece olduğu an gördük ama Azura dedi ki,
“Bunu ben yapmadım ama siz yaptınız. Kaderinizi seçtiniz ve insanlarınızın kaderini ve bütün Dunmerler sizin kaderinizi paylaşacak, şu andan zamanın sonuna kadar. Kendinizi tanrı olarak görüyorsunuz ama siz körsünüz ve her yer karanlık.”
Ve Azura bizi yalnız bıraktı, karanlıkta ve hepimiz korkmuştuk ama cesur tarafımızı giydik ve Kızıl Dağ’ın ilerisine gittik, rüyalarımızın yeni dünyasını inşa etmek için.

Ve şekillendirdiğimiz yeni dünya şanlı ve cömertti ve Dunmer tapınması gayretli ve minnettardı. Dunmerler başta yeni yüzlerinden korkmuştu ama Sotha Sil onlarla konuştu, bunun bir lanet değil ama bir kutsama olduğunu, değişmiş doğalarının bir belirtisi olduğunu ve Yeni Elfler olarak zevk alacakları özel tad olduğunu, hayeletler ve ruhlar önünde artık titremeyen ama ölümsüz arkadaşları ve koruyucuları ile Tribunal’ın üç yüzü ile doğrudan konuşan uygar bir elf ırkı olduklarını söyledi. Ve hepimiz Sotha Sil’in konuşmasından ve gördüklerinden ilham almıştık ve cesaretlenmiştik. Zamanla, gelenekler oluşturduk ve onurlu ve dürüst bir toplumun tesislerini kurduk ve Resdayn(Morrowind) toprakları bir milenyumluk barışı, eşitliği, diğer yabani ırklarda olmayan varlığı tanıdı.

Ancak Kızıl Dağ’ın altında, Dagoth Ur hayatta kaldı. Ve cesur yeni dünyamız daha da aydınlık parladığında bile, Kızıl Dağ’ın altında, karanlık toplandı, Sotha Sil’in Lorkhan kalbinden tatlı dille getirdiği Kagrenac Eşyalarının aydınlık ışığına yakın akraba olan bir karanlık. Karanlık büyüdükçe, onunla savaştık ve onu sınırlamak için duvarlar ördük ama onu asla yokedemedik, karanlığın kaynağının kendi ilahi ilhamımızın kaynağı ile aynı olduğu için.

Ve Morrowind’nin sonraki günlerinde, Batılı İmparatorluğun boyunduruk altındaki iline düşürülmüş ve Tapınağın şanı kaybolurken ve Kızıl Dağ’dan karanlık akışı yükselirken, Azura’ya sözünü verdiği şampiyonun dönüşünü hatırlattık. Bekledik, kör halde ve karanlıkta, saf gölgelerle, tükenmiş ışıl ışıl görüşümüz ile yaptığımız aptallığımızdan utanç içinde, yargılanmamız korkusunda ve kurtuluşumuz umuduyla. Nerevarine kehanetlerini yerine getirecek yabancının, eski yoldaşımız yeniden doğmuş Nerevar mı, yoksa İmparatorun bir piyonu mu, yoksa Azura’nın pençesi mi ya da kaderin basit bir dönmesi mi olacak, bilmiyoruz. Ancak biz Tapınak prensiplerine bağlı kalmanız ve Hierographa[www.imperial-library.info]’yı Apographa[elderscrolls.fandom.com]’dan ayıran eleştirilere uymanınız konusunda ısrar ediyoruz ve açıkça konuşulmaması gereken şeyleri konuşmamanızı da. İşine saygılı bir keşişin davranması gerektiği gibi davranın, ilkeler eve baş ilkelere olan bağlılık sözünüze uygun olduğu gibi, her şey affedilecektir.
Bana karşı gelin ve bir tanrıya karşı durmanın ne demek olduğunu görürsünüz.

— VİVEC

AE CHIM CE ALTADOON!

AE ALTADOON GHARTOK PADHOME

Kaynak

The Elder Scrolls Wiki, TES Türk, TES: Morrowind-Skyrim-Online.

Diğer Yazıtlar

1 – The Elder Scrolls Lore: Yaratılış

2 – The Elder Scrolls Lore: Varoluşun Kalbi

3 – Daedric Rehberi: Peryite

4 – Daedric Rehberi: Mephala

5 – Daedric Rehberi: Sanguine

6 – Daedric Rehberi: Boethiah

7 – Daedric Rehberi: Namira

8 – Daedric Rehberi: Meridia

9 – Daedric Rehberi: Molag Bal

10 – Daedric Rehberi: Malacath

11 – The Elder Scrolls Lore: Dwemer / Derin Elfler

SteamSolo.com